Dicle Üniversitesi Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, İliç’teki maden kazasında siyanürün toprağa karışması durumunda canlılar üzerindeki etkisinin yıllarca sürebileceği uyarısında bulundu.

Erzincan İliç’te meydan gelen maden kazasında kayan tonlarca toprak, büyük bir faciaya neden oldu. Enkaz altında kalan 9 işçiyi arama çalışmaları sürerken, gözler siyanürün doğaya ve canlılar üzerindeki tahribatına çevrildi. Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, İliç’teki maden kazası ile ilgili değerlendirmede bulundu. Siyanürle maden aramaya Almanya, ABD, Kanada gibi ülkelerde izin verilmediğini söyledi.

‘Etkisi onlarca yıl sürebilir’

Siyanürün toprağa karışması durumunda, ciddi bir tahribata neden olacağını kaydeden Kılıç şunları söyledi: “Bu tahribat da bir kere toprağın bünyesine girdiği için oradaki bitki örtüsüne, o bölgedeki hayvan popülasyonlarında ciddi kayıplar yaşanır. Ve özelikle bitkilerde, bunların genetik yapısında da ciddi bozulmalar beklenir. Bu etki onlarca yıl sürmesi beklenmekte. Zamanında yapılan uyarılar dikkate alınsaydı bu tür faaliyetler ve facialar yaşanmazdı. Özelikle ilgili alanda uzmanları dikkate almamız lazım. Hayvanların büyük bir kısmı artık bu bölgede yaşama şansını kaybetmiştir, kaybedecektir de. Bunun ne kadar süreceğini de bilmiyoruz.”

‘Kötü örnek olsun’

DNA yapısında bozulma olacağını söyleyen Prof. Kılıç, “Bu facia diğer alanlara kötü örnek olsun, ders çıkartmamız lazım. Bu girişimleri tamamen kontrollü ve denetimli yapmamız lazım. Bölgemiz 3 kıta arasında. Asya, Avrupa ve Afrika arasında. Burada da çok nadide türler var. Bu türlerin barındığı yer Anadolu. Bizim burayı korumamız lazım” dedi.

‘Kurallara uyulmazsa, kazalar olur’

Dicle Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kavak ise, madenlerde yer seçimi yaparken bir takım kriterlere dikkat etmek gerektiği ifade etti. Kavak, “Özelikle ÇED raporunu dikkate almak lazım. Çevresel etki değerlendirme raporu diyoruz. Çok kapsamlı bir şekilde yapılması lazım. Bir maden ocağı yerine karar verilirken önce bir araştırma yapılır. Jeolojik araştırmadan sonra arama ruhsatı alınır, sonrasında da işletme aşamasına geçilir. Bu aşamalar hepsi birbirinden farklı özelikte ve farklı değerlerdedir. Bu aşamaların kural, kaide, şartlarına uymadığımız zaman maalesef yarın öbür gün daha ciddi kazalarla karşılaşmamızı engellemek mümkün olamamaktadır “ diye konuştu. (Haber Merkezi)