Diyarbakırlı yazar Yılmaz Odabaşı, 1995 yılında vefat eden ve Hafız Zilfo ismiyle bilinen Erganili Zülfü Yokuş’u yazdı. Peki Erganili Hafız Zilfo kimdir?
Yılmaz Odabaşı sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, Erganili Hafız Zilfo’yu “sokak müzisyenlerinin öncülerinden” biri olarak niteledi. Hafız Zilfo’nun 1962 yılından 1992’ye kadar 30 yıl boyunca görmeyen gözleri ile Ergani Demiryolu’nda kaval çaldığını belirten Yılmaz Odabaşı’nın Hafız Zilfo’yu tanımayanlar için paylaştığı mesaj şöyle:
“Hafız Zülfo (Yokuş), nam-ı diğer Vivaldi Zülfo, 1962’den 92’ye 30 yıl Ergani Demiryolu’nda görmeyen gözleriyle gelen geçen yolculara kaval çalarak dilenmiş, o yılların Dicle Köy Enstitüsü öğrencileri dışında Diyarbakır ve civar ilçelerde onu önemseyen, yardım eden de olmamıştı. 1979’da Yılmaz Güney’in ‘Sürü’ filminin Ergani durağında (dublörle) onun imgesine birkaç saniye yer vermesi de onu meşrulaştırmaya yetmeyen bir nüans olarak kaldı. 92’de Osman Şahin ve ben yazdık, dönüp ona yardım eli uzatan olmadı. Bir kasetini bulup 1992’de O. Şahin’e göndermiştim. 1994 veya 1995 olmalıydı; Ergani’ye onu bulmaya gitmiş, Bakur Mahallesi bakkalından bir ay önce öldüğünü öğrenmiş, sonra evini incelemiştim. Mezarlık gibi evde yatağı ‘profilo’ marka buzdolabı kartonları üzerindeydi. O ziyaretimi ve portresini, dönünce bir günlük gazetede yazmıştım…
Kaval kent müzesinde
Yılmaz Güney'in filminde çalmıştı
Derken anısı unutuluşa terk edilen Hafız Zülfo’nun 1995’te vefatının üzerinden 29 yıl geçti. Şimdi Diyarbakır’da ona dair bir gecikmiş telaş, kavalı bin bir zahmet bulunup kent müzesine konuluyor, belgeseli çekiliyor vb vb. Ölüsevicilerin muhteşem keşfi:) Şimdi mi hatırladınız onu?
1979’da Sürü’de Yılmaz Güney, 1992’de Osman Şahin, ben sayfa sayfa yazıp haberini yaptık dikkatinizi çekmek için. Siz 2024’te mi anladınız? Süleyman Nazif demişti ki: “Sağlığında nice ehli hünerin/Bir tutam tuz da yoktur aşında/ Önce öldürürler açlıktan/Sonra türbe yaptırırlar başında”
Benim 1992’de yazdığım “Vivaldi Zülfo” adlı yazım ise ilk baskısı 95’te çıkan “Sevginin Herkesten Şikayeti Var” adlı kitabımda yer almaktadır… Onun 1962’de o tren garına oturarak bir enstrüman çalmaya başladığı dikkate alınırsa, Türkiye’de sokak müzisyenliğinin öncülerinden biri olarak da değerlendirilebilir…” (Haber Merkezi)