Ergani Haber Gazetesi araştırmacı ve yazarımız Müslüm Üzülmez’in haberine göre; Makam dağında bulunan Meryem ana kilisesi ve Ergani Halkevlerinin ne zaman yapıldığını söylüyor. Meryem Ana Kilisesi 1494 yılında, Ergani Halkevleri 1937 yılında inşa edilmiştir.
Ergani hakkında birçok kitap ve yazı yazdım ve zaman buldukça da edindiğim bilgileri hep paylaştım. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Ergani hakkında yazılı en geniş bilgi benim kitaplarım ve yazılarımda yer almaktadır. Ama yine de benim ve başkalarının yazdıklarının yeterli olmadığına inanıyorum. Ergani tarihinin bütün yönleriyle bilinmesini istiyorsak edindiğimiz tüm bilgi kırıntılarını bir araya getirip paylaşmalıyız.
Bu düşünceden hareketle edindiğim iki yeni bilgiyi paylaşmak istiyorum. Bilgiler aslında eski, ama ben yeni fark ettim. Biri Meryem Ana Kilisesi ile ilgili, diğeri de Ergani Halkevleri hakkında.
Ergani Haber Gazetesi araştırmacı ve yazarımız Müslüm Üzülmez’in, Çayönü’nden Ergani’ye: Uzun Bir Yürüyüş kitabında Üzülmez şöyle diyor;
1. Meryem Ana Kilisesi İle ilgili Edindiğim Bilgi
Ergani ve Meryem Ana Kilisesi/Surp Astvadzadzin/Dêra Meryemayê hakkında benim yazdıklarımda dâhil yazılmış tüm kitap ve yazılarda Meryem Ana Kilisesi’nin yapım tarihinin bilinmediği belirtilmektedir. Eskiden Kiliseyle ilgili elimizdeki bilgiler çok sınırlıydı. Her geçen gün yeni bilgiler edinmekteyiz. Yeri geldiğinde kendim zaman zaman edindiğim bilgileri sizlerle paylaştım. Belki hatırlarsınız. Önce Rahip Ğugas İnciciyan’nın Ermenice yazığı ve benim Türkçeye çevirttiğim Dünya Hakkında Yazılar (Aşkharakrutyun, Çorits Masants Aşkharhi) adlı eserinde yer alan Kilise ile ilgili bilgileri Çayönü’nden Ergani’ye: Uzun Bir Yürüyüş kitabımda (Sayfa: 249-251); sonrasında ise İngiliz gizli servis ajanı Gertrude Bell’in arşivinde yer alan Ocak 1909 tarihinde çekilmiş (Albüm No: N 112) Kilisenin yıkılmamış halindeki fotoğraf.
Şimdi kiliseyle ilgili önemli bir bilgi daha edinmiş bulunuyorum. Ergani ve Meryem Ana Kilisesi ile ilgili araştırma yapanlar veya yapacak olanlar bu bilgiyi büyük harflerle bir tarafa not etsin. Kilise ne zaman ve kimin tarafından yapılmıştır biliniyor artık:
Meryem Ana Kilisesi Bitlisli Mıgırdiç Nakkaş tarafından tasarlanarak 1434 yılında inşa edilmiştir.
2. Ergani Halkevleri İle ilgili Edindiğim Bilgi
Ergani Halkevleri’nin geçmişi ve faaliyetleri hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyoruz. Bir araştırma için internette gezinirken Türkçesi Jöntürk Sosyal Mühendisliği diyebileceğim YOUNG TURK SOCIAL ENGINEERING adlı İngilizce bir tez çalışmasına rastladım. Tez’de az da olsa Ergani Halkevleri ile ilgili bilgiler bulunmasından dolayı hemen PDF’sini indirdim. Kıt ve yetersiz İngilizcemle Tez’i incelemeye başladım.
Çalışmayı Uğur Ümit Üngör 2000 yılında yapmış. Üngör, İngilizce yaptığı bu doktora tez çalışmasında anladığım kadarıyla 1913-1950 yılları arası Türklerin ulus inşa sürecini araştırıyor. Tek ulus yaratma amacıyla Ermeni, Rum, Süryani, Kürt etnik unsurları ve Alevi, Ezidi inanç grupları gibi “ayrık otları”nın ayıklanması anlatılıyor. Tez’de Diyarbakır ve Ergani ile ilgili kayda değer önemli bilgi ve fotoğraflar bulunmaktadır.
Sevgili Uğur Ümit Üngör’ün hoş görüsüne sığınarak Diyarbakır ve çevresinde faaliyet gösteren Halkevleri ile ilgili kısımların (sayfa: 313-353) özet Türkçe çevirisini ve bazı fotoğrafları paylaşmak istiyorum. Ve buradan hem Uğur Ümit Üngör’e ve hem de ilgili yerlerin özetlenmiş Türkçe çevrisini yapan Nurettin Değirmenci’ye teşekkürlerimi gönderiyorum.
YOUNG TURK SOCIAL ENGINEERING/Jöntürk Sosyal Mühendisliği adlı çalışmada Diyarbakır ve çevresinde kurulu bulunan Halkevleri ile ilgili yazılanlar:
«…Kültürel asimilasyonu incelemek üzere hükümet özel bir müfettişi bölgeye gönderdi. 1940 sonbaharında Halkevleri Müfettişi Kemal Güngör bölgeyi ziyaret etti ve bölgedeki kültürel durum için bir rapor hazırladı.
Müfettiş, “Diyarbakır’ın çevre kasabalarında Türkçe ikinci ya da üçüncü dildir,” diye yazdı ve halkın Kürtçe, Arapça konuşmalarını kabul edilemez olduğunu belirtti.
Değişik değerlendirmelerden sonra; Güngör, “Ulusal kültürümüzü yaymak zorundayız!” diye belirtti.
Hükümet, “Halkodaları” kavramını geliştirdi ve uygulamaya koydu. 1940’lardan başlayarak Diyarbakır çevresinde hızla Halkodaları (the People’s Rooms), (Halkevlerinin küçük yerlerdeki eşdeğeri) oluşturuldu.
Kemal Güngör, Halkevleri ve Halkodaları için radyo temin edilmesini tavsiye etti.
Hükümet onayladıktan sonra Halkevleri ve Halkodaları için radyolar gönderildi.
Halkevleri ve Halkodalarındaki radyolar yüksek sesle çevreye yayın yapmaya başladı.
Diyarbakır çevresinde ilk Halkodası Bismil’de açıldı.
Çocuklarının %50’si okula gidebilen, erkeklerin %25’i, kadınların %10’u Türkçe bilen Ergani’de, resmi rakamlara göre, 3253 kasaba yerlisi, 18015 köylü çoğunlukla Zaza ve Kürtçe konuşmaktadır.
Halkodası derme-çatma bir binada hizmete sokulur. (Foto 39, Sayfa 316)
Halkodasında bir kütüphane vardır ve yönetici, kütüphanede, yasak kitap olmaması ile övünür.
Halkodası öğretmen Şükrü Tanilli tarafından yönetilir; kendisi, Diyarbakır Halkevi dergisine Türk devrimi hakkında yazılar göndermektedir. Kasaba Doktoru Şevki Kılıççı zührevi hastalıklar hakkında bilgiler yazar. (…)
1941’de Çermik’te Halkodası faaliyete geçer. Kasaba nüfusu 3360, 26627 kişi köylerde yaşamaktadır. Resmi rakamlara göre kızların beşte biri, erkek çocukların yarısı okula gitmektedir. 14 köyde 279 erkek çocuktan 237’si ve sadece 73 kız çocuğu okulludur.
Resmi rapora göre, kasaba halkı çoğunluğu Türkçe anlamakta ve sadece on köyde Türkçe konuşulmaktadır. Diğer halk Zaza ve Kürtçe konuşur. (…)
Rejim, öldürülen kişilerin hatırlanmaması için gerekli önlemleri alır.
Ergani’de, Adalet Bakanlığı memuru Kürt Fevzi Artıkoğlu, 1925’de öldürülen yerel lider Şevki’nin mezarının kaybolmamasına çalışır. “Mezarı bilmiyoruz” diyenlere, “Kim Şevki’nin mezarının yerini bilmez! Aptallar!” diye çıkışır. Cuma namazından çıkan halk topluca mezarı ziyaret eder, taşlar bırakılır. Artıkoğlu’nun durumu Adalet Bakanlığına rapor edilir, derhal tutuklanır, sürgün edilir. (Sayfa 351) » Müslüm ÜZÜLMEZ