Ergani kalesi

Ergani kalesi
Bu içerik 1008 kez okundu.
Ergani, diğer ismiyle Osmaniye, Zukar Efendi’nin bahçesinin -Karaçortan’ın üst kısmındaymış.Kuzeyinde bulunan Ergani Kalesi’ne kader uzanıyormuş.Aşağı ve yukarı şehir diye iki kesimden oluşuyormuş. ‘Açan Pişman Açmayan Pişman’ın yanında,Çırçırik’in önünde Eski Ergani’deki Şehir Hamamı’nın kalıntıları halen durmaktadır.
İşte bu yukarı eski kentte, yıllardır dağın tepesinde rüzgâr gibi savrulan,zamana karşı direnen ve geçmiş yaşamın inatçı bir tanığı var: Ergani Kalesi. Kale, vakti zamanında Zülküf/Makam Dağı’nın batı tarafından başlayarak güneyini geçip ve doğusuna uzanan büyük bir kaleymiş. Evliya Çelebi ünlü Seyahatnamesinde Ergani Kalesi’ni ve bu kaleye gelişini anlatır. Ayrıca, Coğrafıyacı Ğugas İnciciyan 1808’de yazdığı Dünya Coğrafıyası’nda,“Dağın tepesinde sağlam bir kale vardır. Eski zamanlarda inşa edilmiş. İçinde Müslümanlar [Dacik’ler] yaşar. Şimdi bu kale tamamen terk edilmiş, fakat zaman zaman hapishane olarak kullanılmaktadır.
Kalede yaşayan halk vergiden (salyani) muaf iseler de bazen oradaki mahpuslara bakmakla yükümlüdürler” diye yazmaktadır. Kaleyle ilgili anlatılan efsanede var. Bildik, her yerde benzeri anlatılan bir efsane:
Kaleye hükmeden beyin çok güzel bir kızı varmış. Bey herkesten kızını sakınırmış, kimsenin kızı görmemesi için kızını kaleye hapsetmiş. Zülküf Dağı’nın zirvesinde iki kaya var. Bey, bu iki kaya arasına köprü yaptırmış, kızı kaleden çıkıp diğer kayalar üzerinde gezinsin diye. İki kaya arasında köprü görevini gören o yolun şimdi bile kalıntıları bulunmaktadır.
Şevket Beysanoğlu da, Anıtları ve Kitabeleriyle Diyarbakır Tarihi adlı eserinde Ergani Kalesi’yle ilgili şunları yazmaktadır:
“Ergani kalesinin h.805 (m.1402-1403) tarihlerinde Kara yülük Osman Bey tarafından onarıldığına dair başka bir belge bulamadık. Ergani, Akkoyunlular’ın hâkimiyetine geçen ilk kaledir. Birçok defalar kuşatılmış, önünde savaşlar yapılmıştır. Akkoyunlular döneminde belki de birkaç defa onarım görmüştür. Ancak bunu teyiteden belgeler henüz yok. Mahallinde yaptığımız araştırmalarda, Zülküfül Makamını çevreleyen duvarlarda kullanılmış yazılı taşlara rastladık. Belki de bu taşlar kale duvarlarına aittir. Taşlar parça parça ve dağınık olduğu için bunlardan bir sonuç çıkarmak mümkün olmadı.”
Evliya Çelebi Ergani kalesini anlatıyor
Argını [Ergani] Kalesi yani Dâr-ı Gâni Şehri’nin özellikleri Bu kaleye Birdinic Köprüsü ve Demirkapı dokuz-on saat yerdir. Bu kaleyi ilk defa Abbasîoğullan’ndan Sultan Evhadullahzâde Ergani Sultan yapmıştır. İsimlendirilmesinin sebebi, Ergani’den bozma Argını derler. Nice melikler eline girmiştir. Sonunda 921 [1515] tarihinde Kürt Molla İdris’in yardımıyla Bıyıklı Mehmed Paşa’ya halkı itaat edip kalenin anahtarlarını teslim ettiler.
Sonra Süleyman Han yazımı üzere Diyarbakır Eyaleti’ndesancakbeyi tahtıdır. Padişah tarafından beyinin hâssı 2.005 akçedir, 10 zeamettir ve 123 timardır. Çeribaşı ve alay beyisi vardır. Kanun üzerecebelüleri iletoplam 2.000 asker olup beyinin sancağıaltında sefer eşerler ve 150 akçe şerif kadılıktır.Kale dizdarı, kale neferatları, sipah kethudayeri, yeniçeri serdarı, muhteesibi veşehir subaşısı vardır. Şeyhulislâmı (müftüsü) ve nakibüleşrâfı Diyarbakır’dadır.
Hilar kalesi
Hilar Köyünün güneyindeki dik kayalık alan Kale olarak düşünülmekte olup, akropole göreçok daha dar biralanı kapsamasına karşılık çevresindeki kayalıkların dik olması ve içinde basamaklarla inilen su sarnıcının varlığı ( 40 basamaklı merdiven), bölgedeki ilk Demirçağ Kaleleri ile benzerliği, kale olma görüşünü güçlendirmektedir.                              (Kaynak :Kenan Hapolat)
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Amedspor’un bayram şekeri Ankara’dan
Amedspor’un bayram şekeri Ankara’dan
Ziraat Odası Başkanından Bayram mesajı
Ziraat Odası Başkanından Bayram mesajı