Güneydoğu halkı, organ bağışıyla ilgili “Verdiğimiz kalp ile kötü işler yapılır. Verdiğimiz gözle haram şeylere bakılırsa günah bize yazılır” düşüncesi nedeniyle organ bağışı konusunda yıllarca sınıfta kaldı.

Habertürk gazetesinden Ahmet Yukuş'un haberine göre, Bölge sağlık üssü konumundaki Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde faaliyet yürüten Organ ve Doku Nakli Hizmetleri tabuları yıkmak için 2010′da çalışma başlattı.

Diyarbakır il Sağlık Müdürlüğü Organ Bağışı Bölge Koordinasyonu, Diyarbakır'ın yanı sıra, Şırnak ve Hakkari il ve ilçe müftülükleri ile işbirliği yaparak Cuma hutbelerinde imamların organ bağışının önemini anlatmasını istedi. Hutbe ve vaazlarda organ bağışının günah olmadığı konusu işlendi.

Maide suresi ikna unsuru

Organ Bağışı Koordinasyon ekipleri binlerce yurttaşlara bilgilendirme ve eğitim çalışması yaptı. Organ bekleyen hastaların durumları sinevizyon gösterileriyle anlatıldı. Özellikle de Maide Suresi'nin 32. ayeti hatırlatıldı. (Sure'den: Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır)

Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi Hastanesi ile Eğitim Araştırma Hastanesi'nde 2012′de Organ Nakli üniteleri oluşturuldu. Sağlıklarına kavuşan hastalar insanları organ nakline ikna etmek için kolları sıvadı. Sağlık ekiplerinin en büyük destekçi ve ekibin gönüllü üyesi 4 çocuk babası din görevlisi Mehmet Remzi Baydar (41) oldu. Böbrek nakliyle yaşama tutunan Baydar, konferanslara konuşmacı olarak katılarak organ bağışının dinde günah olmadığını, aksine sevap olduğu anlattı.

Birinci il oldu

Diyarbakır 2013 yılının ilk 5.5 ayında 395 organ bağışı ile Türkiye'de en çok organ bağışının yapıldığı il oldu. Öte yandan Diyarbakır Eğitim Araştırma Hastanesi Organ Bağışı Koordinasyon Merkezi'nin yaptığı çalışma sonucu son 6 yılda beyin ölümü gerçekleşen 348 kişiden 42′sinin organları 113 hastaya bağışlanarak başarılı bir şekilde nakledildi.