Cuma namazı sonrasında merkez ulu cami önünde toplanan kalabalık guruba hitaben konuşan Haksever “Biz burada 2 hukuksuzluğu kınamak için toplandık. Birincisi; 2004’te kurulan ve bugüne kadar yüz binlerce mağdur ve mazlumun yardımına koşan Mustazaf-Der’in kapatılmasıdır. O Mustazaf-Der ki, Peygamber Sevdasını yüz binlerce insana taşımış, Diyarbakır’da 1 Milyon Peygamber aşığını toplamakla kalmamış, Peygamber Sevdasını ta istanbul meydanlarına kadar taşımıştır. ikincisi de Gaziantep’te çocuğunu okula başörtüsüyle göndermek isteyen Bacımız Güllü Çevik’e verilen 2 yıl 10 ay hapis cezasıdır. ilköğretime gitmenin zorunlu olduğu günümüzde başörtüsüyle okumak isteyen öğrenci velisine verilen bu ceza başörtüsü düşmanlığından başka bir şey değildir. Her türlü günahın, uyuşturucunun, içki, fuhuş ve melanetin ilkokullara kadar ulaştığı bir ortamda bu cezaları verenleri Allah’tan korkmaya davet ediyoruz. Onlara diyoruz ki; Vallahi bu vebalin altından kalkamazsınız” şeklinde konuştu. Haksever’in konuşmasından sonra dernek üyelerinden Lütfi Biçer, Kardeş-Der adına Basın bildirisini okudu. Lütfi Biçer, “Her türlü haksızlık, ahlaksızlık, gayri islami ve insani uygulamanın özgürlük ve kanuni güvence adı altında sergilendiği ve kol gezdiği bir ortamda mazlum ve mustazaf insanlara karşı taciz, tehdit, engelleme, susturma, yok sayma gibi uygulamalar yetmiyormuş gibi derneklerini kapatma, kapılarına kilit vurma ve bunu hukuki kılıflara uydurma gayretleri, imanlı ve vicdanlı hiç kimsenin gözünden kaçmamaktadır. Son dönemde peygamber sevdasını diyar diyar dolaştırıp insanların kalbine nakş eden Mustazaf-Der’ in bu çalışmaları başkalarını rahatsız etmiş olacak ki, kapısına kilit vurulmaya layık görülmüştür” dedi. Gaziantep’te başörtülü öğrenci annesine verilen cezaya da değinilen bildiride; “Eğitim hakkının mecburi tutulduğu, çocukların eğitim hakkı ile ilgili hukuki düzenlemelere gidildiği bir ortamda çocuğunun okula devamını sağlayan Gaziantep’teki annenin cezalandırılması hukuk adına işlenmiş garabetlerin en son örneğidir. Umudumuz odur ki bacımıza reva görülen bu hukuki zulmün sona erdirilmesi için gerekenin yetkili makamlarca yerine getirilmesidir” denildi.