Ergani Halk Eğitim Merkezi’nde çinicilik sergisi açan Gülcan Subaşı, ilçe ve Bölgede Çinicilik sanatının bilinmediğinden yakınarak, El sanatlarına gereken değerin verilmediğini söyledi.
Ekrem SENVAR
HOBi iLE BAŞLADI TUTKUYA DÖNÜŞTÜ
Ergani Kaymakamlığının 8 yıl önce SODES te açtığı çinicilik kursunu gezdiğini hatırlatan Çinici ustası Subaşı, “ilk başlarda hobi olarak başladığım çini sanatı daha sonra bende tutkuya dönüştü. Eserlerim fırından çıkınca onların ışıldamalarını görünce, toprağa nasıl can verildiğini, çiçeklerin ateşle nasıl açtığını görünce bırakamadım. Ancak bu sanatı henüz mesleğe ve paraya dönüştüremedim. Çünkü ilçemizde ve bölgemizde çinicilik bilinmiyor. El sanatlarına gereken değer verilmiyor. O yüzden benim haftalarımı, aylarımı alan bir çalışma bir vazodur denilip geçiliyor” diye konuştu.
“SANATIN KIYMETi BiLiNMiYOR”
Subaşı, Sanatın kıymetinin bilinmediği için bireysel olarak bir işyeri de açamadığını belirterek, “Çünkü masraflarımı karşılayamaz. Bu işin hammaddeleri hepsi Kütahya’dan gelen kırılgan maddeler. Tüm bu sebepler benim bir iş yeri açmama engel oluyor. KOSGEB kurslarında girişimcilik belgem var. Fakat eşimde burada yılların esnafıdır. Dükkana birkaç obje bıraktım insanlarda bir ilgi uyandırıyor mu diye, ancak gereken tepkiyi alamadım. Bu nedenle cesaret edemedim bir iş yeri açmaya. Hocalık yapmak istedim. Bunun için usta öğreticilik şartı istediler. Mesleki eğitime gidip kalfalık belgesi aldım. Ustalık belgesi içinde burada bir atölye olması ve benim çalışıyor olmam gerektiğini söylediler. Benle birlikte birkaç arkadaş bunu araştırdık ilçede böyle bir imkan da bulamadık. Kimse bizi iş yerinde göstermedi ki bu belgeyi alalım. Ancak buradaki halk eğitim merkezi kalfalık belgemizi kabul etti. SODES bünyesinde çalışmak istedim. Hatta SODES te kursiyerken başka bir sergi düzenlemiştim. inanın hiç ilgi görmedim. O kadar üzüldüm ki aradan dört yıl geçmesine rağmen bendeki bu tutku ve bu heves geçmedi” ifadelerini kullandı.
“KAYMAKAM ÇOBAN’A DESTEKLERiNDEN DOLAYI TEŞÜKKÜR EDiYORUM”
Ergani ilçe Kaymakamı Mesut Çoban’ın kendisini çok iyi karşıladığını vurgulayan Subaşı, şöyle dedi:
“Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bey çok ilgi gösterdi. Sergimi gelip gezdiler. Kaymakam Bey gezdikten sonra amatörce bir şey zannettiğini belirterek gördüğü manzara karşısında eserleri çok beğendiğini söyledi. Çok güzel tepkiler aldım. Ben 9 Eylül Üniversitesi iktisadi ve idari bilimler Fakültesi önlisans mezunuyum. Daha sonra açık öğretimde sosyolog bölümünü bitirdim. Bir yandan da okuduğum bölümlerle ilgili kendimi yetiştirmek için elimden geleni yapıyorum. Çiniciliğin tarihini araştırıyorum. Çinicilik 15. Yüzyıldan beri var. Ancak bizde Mezopotamyada 8. yüzyıldan bu yana var. Yapılan kazı çalışmalarında araştırdığım kadarıyla makam dağı kilisede çini kalıntıları bulunuyor, bunlar bölgemizde milattan önceye kadar dayanıyor. Çay önü zaten turistik bir yer ama orda pişmiş çamurun kullanıldığını da gördük. Ve ben burada doğmuş bir sanatçı olarak sanatın burada gelişmesini istiyorum.
“SANATIN CANLANMASINI iSTiYORUM”
Yani bu sanatın burada yeniden canlanmasını canı gönülden istiyorum. Ben burada meslek olarak devam ettirebilirsem, kurslar verebilirsem insanlara bu sanatı öğretmeye gönüllüyüm. Şimdi bölgemize has çalışmalarda yapmaya çalışıyorum. Ancak geleneksel motifleri kendime has motiflerle harmanlayarak özgün eserler çıkarıyorum. Yetkililerden ricam, benim bu mesleği burada icra edebilmek ve öğretebilmek için hocalık imkânı verilmesini istiyorum. Çünkü bireysel imkânlarla atölye kurmak zor. Bu konuda yetkililerden destek bekliyorum. Burada güzel bir atölye oluşturulup öğrenci yetiştirmek en büyük arzum”