Sülüklü Han'da Süryani şarabı içmeyi alışkanlık haline getiren, kafa dinlemek istediğinde kaçıp On Gözlü Köprü'ye giden oyuncu, “Bu şehrin bir büyüsü olduğu kesin” diyor.
Öncelikle sizi tanıyalım. Sizin hikayeniz nereden başlıyor?
- Bence bu en kazık soru! insanın kendisini anlatması çok zor. Oyunculuğa kendi çapında gönül vermiş biriyim işte. Öyle diyelim.
Bu diziye nasıl dahil oldunuz?
- Bu senaryo bana ilk geldiğinde aslında başka bir proje için görüşmelerim devam ediyordu. Fakat senaryoyu okuyunca ondan vazgeçtim, tercihimi “Sultan”dan yana kullandım. Özelikle de Pınar-Sultan ilişkisini çok sevdim.
Neydi sizi bu kadar etkileyen?
- Bir kere dizi oldu bittiye gelmedi. Yapımcımız ve senaristlerimiz senaryonun tüm detaylarını içimize sinene kadar bize anlattı. Pınar'la ilgili kafamda hiçbir soru işareti bırakmadılar.
ARADA BiR KAÇIP KÖPRÜYE GiDiYORUM
“Sultan” Diyarbakır'da çekilen ilk dizi ve duyduğuma göre siz de çok kısa sürede Diyarbakır'ın büyüsüne kapılıp gitmişsiniz. Neydi bu kadar ilginizi çeken, hoşunuza giden?
- On Gözlü Köprü'ye çıkıp öylece etrafa bakmak... insanı çok rahatlatıyor. Arada kaçıp gidiyorum oraya... Sülüklü Han'da ev yapımı Süryani şarap içmek de güzel... Gerçekten çok leziz. ikinci uğrak yerim de burası. Diyarbakır'ın bir büyüsü olduğu kesin.
Dizide Pınar'ı canlandırıyorsunuz. O karakteri nasıl yorumladınız?
- Pınar karakterine bayıldım. Örneğin Pınar, dediğim dedik, azimli biri. Onun azmine sahip olmayı gerçekten isterdim. Aileden ve paradan yana şansı yok ama dışardan bakıldığında bunu yansıtmıyor, çünkü çok güçlü biri.
Sultan ile Pınar, birlikte yeni bir yola çıktılar. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu macerayı?
- Evet. Sultan ve Pınar zorlu bir yolculuğa çıktı. Parasız, yersiz yurtsuzlar. Ellerinden en iyi gelen iş olan kahvaltıcılık işine girdiler. Tabii bu hiç kolay olmadı çünkü, işlerine taş koyan çoktu. Bundan sonra da sürprizlerle karşılaşacaklar.
Çok önemli isimlerle birlikte çalışıyorsunuz? Set bir okul gibi mi?
- Çalıştığım insanlar gerçekten çok değerli. Settar Tanrıöğen'in hayranı olduğumu söylemeden geçemeyeceğim.
ADAPTE OLMAKTA GÜÇLÜK ÇEKTiM
Yaklaşık yedi aydır Diyarbakır'dasınız. Nasıl bir deneyim bu?
- Daha önceki işlerim de hep şehir dışında olmuştu ama Doğu'ya herhangi bir sebeple hiç gelmemiştim. Doğu'da çekilen bir projede çalışmayı da çok istiyordum. Bu diziye kısmet oldu, mutluyum. ilk bir ay ciddi adaptasyon problemi yaşadım ama şimdi önünden gelip geçerken selamlaştığım esnaflar bile var.
Röportaj: Sinem VURAL