Yazarlar Sema Maraşlı ve Yasin Emrak'ın görüşlerine yer verilen haberde "Yuva yıkan 6284 sayılı kanunla birlikte 2012’de faaliyete geçirilen Alo 183’e günde 4 bin arama geldiği, ihbarların bin tanesinin çocuk istismarı olaylarıyla ilgili olduğu kaydedilirken; bu aramaların tam 985’inin asılsız olduğu öğrenildi" dendi.
Yeni Akit'te "ALO 183 iftira hattına döndü" başlığıyla yayımlanan haberde "Şiddet ve istismar vakalarının feminist çevrelerce rant aracına dönüştürüldüğü Türkiye’de, önleyici tedbirler ise korkunç şekilde suistimal ediliyor. Aile yapımıza dikkat edilmeden hazırlanan yasalar kadına ve çocuğa şiddet vakalarını önleyemezken, şiddet ve istismar vakalarının bildirilmesi için oluşturulan Alo 183 hattının iftira sağanağına uğradığı belirlendi" görüşü savunuldu.
Faruk Arslan imzalı haber şöyle devam etti:
"Sadece çocuk istismarı hususunda Alo 183 hattına gelen günlük bin ihbarın 985’inin asılsız çıktığı kaydedildi.
ALO 183 SUİSTİMAL ARACINA DÖNMÜŞ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Alo 183 Hattı, yuva yıkan 6284 sayılı kanunla birlikte 2012 yılında faaliyete geçirildi. Alo 183, ağırlıklı olarak ‘ihmal, istismar ve şiddet vakaları veya töre ve namus cinayetlerinin önlenmesi için kullanılıyor. Yaşlılar, gaziler, engelliler için de yardım ve destek hattı olarak kullanılan Alo 183’e her gün binlerce ‘şikayet’ telefonu geliyor. Hattın yaygınlık kazanması için büyük çaba sarf eden Aile Bakanlığı’nın 15.03.2018 tarihinde Alo 183’ün işleyişine ilişkin yayımladığı veriler oldukça dikkat çekiyor. Açıklanan istatistiklere göre; Alo 183’e her gün gelen 4 bini aşkın aramanın ortalama 1000 tanesi çocuk istismarı ile ilgili oluyor. Vakanın olduğu şehrin âcil müdâhale ekip sorumlusu ve/veya kolluk kuvvetlerince araştırılan ihbarların tam 985’inin gerçek dışı olduğu kayıtlara geçiyor. Tetkikler, söz konusu istismar ihbarlarının yalnızca 15 tanesinin incelemeye değer hadiseler olduğunu gün yüzüne çıkarıyor. Bakanlığın açıkladığı rakamlar, Alo 183 hattının çok büyük oranda iftira ve suistimal amacıyla kullanıldığını gösteriyor.
YILDA 354 BİN İFTİRA
Alo 183 verilerini değerlendiren Yazar Sema Maraşlı, ‘Çocukları ve kadınların koruyalım, derken bu kadar suçsuz erkeğin haysiyetini, hayatını ayaklar altına almaya kimin hakkı var?’ sorusunu yöneltiyor. Sema Maraşlı, ‘Günde 985 iftira, ayda 29 bin 550 iftira... Senede 354 bin 600 erkek bu yıl cinsel istismar iftirasına maruz kalacak demektir. Bu sayı çocuk istismarı iftiraları için de geçerli. Bir de yetişkin kadınların iftiraları var. O dört binin kalanı en az bin tanesi de yetişkin kadınların ‘cinsel istismara uğradım’ iftirası ise yılda bir milyona yakın erkek bu yıl cinsel istismar iftirası altında kalacak’ ifadelerini kullanıyor. Geçen yıllara oranla bu yıl cinsel istismar ihbarlarında patlama olduğunu ve bunun medyanın etkisiyle gerçekleştiğine değinen Maraşlı, ‘Medya bu hızla devam ederse iftiraya uğramayan erkek kalmaz. Ayrıca gerçek kabul edilen 15 cinsel istismar ihbarında, gerçek olanların yanında, eminim iftira olanlar da vardır da iftirayı ispatlayamamışlardır. Bir vicdansız hakime denk gelip iyice araştırmadan cezayı yemişlerdir. Gerçekten cinsel istismar yapanlar en ağır cezayı alsınlar’ dedi.
İFTİRACILAR CEZALANDIRILSIN
Babader Sözcüsü Yasin Emrak ise, istismar gibi konularda asılsız ihbarcıların cezalandırılması gerektiğini söyledi. Yasin Emrak, ‘Ülkenin en önemli şahsiyetleri asılsız bir cinsel istismarla suçlanmış olsaydı, ihbarda bulunanarın hapis cezası ile cezalandırılmamış olması mümkün olur muydu? Ya da bir hakim aynı suçlamayla karşılaşsaydı ve ihbar asılsız çıksaydı sonuç ne olurdu?’ dedi. Emrak, ‘Eğer erkekler kadınlarla eşit şartlarda yargılanıyor olsaydı, bu asılsız ihbarlar yapanlar hiçbir şekilde sosyal hayatın içinde olamazlardı. Çocukların velayetlerini de alamazlardı. Zira gözü dönmüş bir şekilde, sırf kocalarından intikam almak için çocukların ortaya sürüyor, onları kullanıyorlar. Yani asıl istismarcılar, bizzat bu iftiracıların kendisi oluyor’ diye konuştu."