Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) milletvekilleri Patrick Sensburg ve Christoph de Vries Suriyeli sığınmacıların ülkedeki durumun iyileşmesi halinde geri gönderilip gönderilemeyeceğinin incelenmesini istedi.
Sığınmacıların "süre olarak sınırlı olarak kalma hakkı" bulunduğunu belirten Sensburg, siyasi takibat, can güvenliği gibi sığınma nedenlerinin ortadan kalkması halinde bu hakkın da kaybolacağını söyledi. Koalisyon iktidarının büyük ortağı olan CDU'nun iç politika uzmanlarından Patrick Sensburg, Federal Meclis'in istihbarat servislerini denetlemeden sorumlu komitesinde ve hukuk kurulunda da görev yapıyor.
CDU'lu Christoph de Vries de benzer açıklamalarda bulundu. De Vries "Suriye'de durum yıl sonuna kadar istikrarlı hale gelirse ve Devlet Başkanı Esad geri dönenlere inandırıcı güvenlik güvenceleri sunarsa Suriyelilerin mülteci olarak tanınıp tanınmayacağı da geri dönüş hedefiyle incelemeye alınmalı" dedi. Sensburg ayrıca hukuki durumu da göz önünde bulundurarak, "Eğer şahıslar gönüllü olarak gitmezse devletin zor kullanması mecburidir" diye konuştu.
Almanya'da geçerli olan iltica ve ikamet hukukuna göre Federal Göç ve Mülteciler Dairesi'nin her bir sığınmacı için koruma sebeplerinin olup olmadığını en geç üç yıl içinde tespit etmesi gerekiyor. Koruma gerekçelerinin olmaması halinde dairenin ikamet iznini iptal etmesi gerekiyor. Geçici koruma statüsü olan sığınmacılarda ise bu kararın bir yıl içinde verilmesi zorunlu.
"Yeniden inşa yardımı karşılığında Esad ile pazarlık yapılmalı"
CDU'lu milletvekilleri Sensburg ve De Vries Suriyelilerin geri dönüşü için iki koşulun yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı: Ülkedeki güvenlik durumunun iyileştirilmesi ve can güvenliği güvencesi verilmesi. Her iki siyasetçi de Suriye ve Irak'a sunulacak yeniden inşa yardımları karşılığında siyasi süreç içerisinde güvenlik garantilerinin pazarlık konusu edilebileceği görüşünü savunuyor. Bunun için de Esad rejimiyle müzakere edilmesini istiyorlar.
De Vries Almanya'nın "verili durumu kabul eden gerçekçi bir dış politika" yürütmesi ve Suriye vatandaşlarını ülkenin yeniden inşasında desteklemesi gerektiğini savundu. Sensburg ise barış sürecinin "bir diktatörü gönderme kararına bağımlı" olmaması gerektiğini ve Suriye halkına bunu dayatmanın "alaycılık" olduğunu vurguladı.