Kadınlara yönelik erkek şiddeti, 2019 yılında da devam etti. Yasalarla korunamayan kadınlar kendilerini korumak için her ne kadar öz savunmayı tercih etse de, kadının boşanmak istemesi, ekonomik bahane, erkeği reddetmesi ve kendi hayatına dair karar alması karşısında erkekler, 1 Ocak-20 Aralık 2019 tarihleri arasında 429 kadını öldürdü. Yine 2019’da 94 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirirdi. Son bir yılda 429 kadından 9’u Diyarbakır’da öldürülürken, 94 şüpheli kadın ölümünden 7’si Diyarbakır ve ilçelerinde gerçekleşti.
Bin 792 kadın şiddet gördü
Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, 2019’un Mart-Haziran ayları arasında 954 kadının şiddet karşısında merkezlerine başvurduklarını, bu sayının 701’inin farklı şiddet türleriyle beraber psikolojik şiddete sürekli olarak maruz kaldığını kaydetti. Mücadele Ağı, 418 kadının fiziksel şiddete, 160 kadının cinsel şiddete, 301 kadının ekonomik şiddete, 129 kadının sosyal şiddete ve 9 kadının dijital şiddete maruz kaldığını açıkladı. Şiddetle Mücadele Ağı’nın Temmuz-Kasım ayları dahil son beş aylık şiddet raporunda ise Diyarbakır’da 838 kadının şiddete uğradığı kaydedildi. Birden fazla şiddet türüne maruz kalan kadınların 720’si psikolojik, 422’si fiziksel, 392’si ekonomik, 321’i dijital şiddet ve ısrarlı takip yoluyla şiddete maruz kaldığı belirtilirken, 198 kadının ise sosyal şiddete maruz kaldığı açıklandı.
Ortak mücadele
2019 yılında Türkiye ve bölge kentlerinde kadın cinayetlerinin her geçen gün artması karşısında kadınların örgütlenmesinin önemine dikkat çeken Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, tüm kadın kurumlarıyla ortak bir mücadele yürüterek, 2020 yılını daha güçlü karşılayacaklarını kaydetti. Yaşanan kadın katliamlarına karşı toplumda oluşan tepkisizlik durumunu değerlendiren Kaya, bu durumun kadına empoze edilmeye çalışılan “çaresizlik duygusu” ve yine şiddetin yapısal olarak her gün yeniden üretilmesinin bir sonucu olduğunu ifade etti. Kaya, bunun sonucunda toplumda sinmişlik ve korku duygusunun oluştuğunu, dernek olarak oluşan tepkisizliğe karşı farkındalık yaratıp, bilinçlenmeyi yeniden ortaya çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.
Şiddeti önleyecek yasalar
6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmadığını, uygulandığı taktirde özellikle kadının aile içi şiddet karşısında korunacağını belirten Kaya, “Bu yasalar kadını koruyacak, şiddeti önleyecek yeterliliğe sahip belgeler. Ancak uygulanmıyor. Elbette ki bunların hepsi politikalar, uygulanan stratejilerle ilgilidir. Çünkü şiddet yapısal olarak her gün yeniden üretiliyor. Bir de cezasızlık politikası var tabi” diye belirtti. Kaya, önce kadın bakanlığının kurulması ve ardından bu bakanlık nezdinde, İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerinin bütün kurumalara, kolluk yetkililerine iletilmesi ve uygulanması yönünde de bir takım yaptırımların olması gerektiğini vurguladı.
Mahallelerde çalışma
Rosa Kadın Derneği’nin kadın kurumlarının kapatıldığı bir süreçte toplumsal anlamda bir dönüşüm yaratabilmek, bilinçlenme çalışmaları yapmak amacıyla kurulduğunu belirten Kaya, “Şiddet oluştuktan sonra destek olmak değil derdimiz. Şiddet oluşmadan önlemek, toplumda bir farkındalık yaratmak, yani önlemeye dönük çalışmalar yürütmekti amacımız. Bununla çalışmalarımız da oldu. Ancak kayyum politikaları sonucunda kadın kurumları kapatıldı. Kapanan kadın kurumlarından kaynaklı kadınlar gördüğü şiddet karşısında bize geldi. Şu anda kadın kurumu yok denilecek kadar az. Oysa biz bir başvuru merkezi değil daha çok sahada çalışma yürütmeyi amaçlamıştık. Ancak önümüzdeki yıl mahallelerde, evlerde çalışma yürüterek kadınlarla bir arada olmayı amaçlıyoruz” dedi. (MA)