Advert

TAHTA KAŞIK SAZ’DAN, BESTEKÂRLIĞA

ERGANİLİ ŞEVKET TOKGÖZ VE 150 ENSTRÜMANLI “FASIL ODASI”

TAHTA KAŞIK SAZ’DAN, BESTEKÂRLIĞA
Bu içerik 8961 kez okundu.

1970’li yıllarda büyük bir tahta kaşığı saz haline getirerek müzik hayatına başlayan ziraat mühendisi Şevket Tokgöz, sonunda hayalini gerçekleştirdi. Tokgöz’ün TRT’ye gönderdiği HİCAZ VE HÜZZAM makamında iki eseri repertuar kurulundan geçerek yayınlanması için olur aldı. Aydın’da, yaklaşık 150 adet enstrüman koleksiyonunun yer aldığı, bahçeli evindeki fasıl odasında, yıllardır beste yapıp şarkı söyleyen Tokgöz, yeni eserler için çalışmalarına devam ediyor. 1961 doğumlu evli ve 2 çocuk babası ziraat mühendisi Şevket Tokgöz, adeta musikiye sevdalı.
 Küçük yaşta başlayan müzik tutkusu, yıllar geçtikçe artarak devam etmiş. Yıllardır besteler yapan, ud çalıp şarkılar söyleyen Tokgöz, artık Aydın’lı bir bestekâr. Repertuarında çeşitli makamlarda 1.300 civarında notası hazır eserler var.   
“BÜYÜK TAHTA KAŞIKTAN SAZ YAPTIM”
Müziğe gönül veren ve bu sevdası uzun yıllar devam eden Şevket Tokgöz, musikiye olan aşkını şöyle özetledi; “1969 ilkokul öğrenciliği yıllarımda, Diyarbakır- Ergani ilçesinde bir Cami inşaatında çalışan taş ustaları öğle aralarında cümbüşlü fasıllar yapıyorlardı. Bende çok meraklı olduğum için onların yanına oturur dinlerdim. Cümbüşü çalabilir miyim diye istediğimde “cümbüş senin boyun kadar, çalamazsın” derlerdi. Ben de çalmak istiyorum diye ısrar edince, bazen cümbüşü veriyorlardı ve çalmaya çalışıyordum. Müzikle ilk tanışmam ve ilk musiki aşkım o zaman olmuştu. Rahmetli olan annemin o zamanlar şimşir ağacından yapılmış büyük bir kaşığı vardı. Kimseye göstermeden ben onu alıp sakladım. Annem aradı ama bulamadı. Belli bir zaman sonra yaklaşık bir metre kadar olan bu kaşığı çıkarıp, çiviler çaktım ve elektrik kablolarından saz telleri gibi bağlayıp saz gibi çalmaya başladım. Evimize gelen Urfalı misafirler, kaşıktan yaptığım sazı görünce divan cura hediye ettiler. Böylece musiki yolculuğum başlamış oldu.” dedi.
“NOTA DERSLERİ ALDIM”
Zor şartlar altında müzik öğrenimini de ihmal etmediğini belirten Tokgöz; Uzun yıllar sonra bir cura temin ettiğini, arkasından bağlama çalmaya başladığını dile getirdi. 1977 yıllarında ud ile tanıştığını, Ankara üniversitesinde okuduğu zor yıllarda, TRT Sanatçısı Sedat Oytun’dan kısa bir süre nota dersleri aldığını söyledi.
“2 ADET ESERİM TRT REPERTUARINA ALINDI”
Dünden bugüne müziğe olan sevgisinin hiç bitmediğini belirten bestekâr Tokgöz;  “Bugünlerde sayısız beste yaptığım bahçeli hobi evimde, yaklaşık 150 adet enstrüman koleksiyonum var.  Buraya günde iki defa gidip, kuş sesleri eşliğinde çalışma yapıyorum. Yıllardır besteler yapıp, ud çalıp şarkı söylüyorum.  Geçen yıl “Dünde kaldı mevsimler” isimli hicaz şarkımı ve bu yılda, “Rüzgârlar Sessiz esiyor” isimli hüzzam şarkımı TRT’ye gönderdim. TRT repertuarına alınarak, yayınlanmaya hak kazandı. Sonunda, yıllardır süren müzik ile ilgili hayalimi gerçekleştirdim. Son yıllarda, torunumun dünyaya gelmesi ve birde bestelerimin TRT repertuarına alınması benim en duygulu anlarımdır. Yeni eserler için çalışmalarıma devam ediyorum. Kızım müzik öğretmeni ve şarkı sözleri yazıyor. Onları da beste yapıyorum” diye konuştu.
 Gelecek nesillerin mutlaka musiki ile ilgilenmeleri gerektiğini söyleyen Tokgöz, sözlerini şöyle tamamladı; “Bu kültürümüzü gelecek kuşaklara aktarabilmemiz için, genç nesillere Türk sanat müziği ve enstrümanları sevdirmemiz gerek. Ben her türlü müziği seviyorum ama batı müziği sadece eylemleri dile getirir. Türk müziği ise, duygularla hasretlerle ilgilidir. Musiki bir duygu meselesi ve bizim kendi kültürümüzdür, aşktır, özlemdir ve bir sevdadır. Maddiyatla ölçülen şeyler değildir. Musikiyi herkese öneriyor ve şuna inanıyorum ki, musikiye inanan insanlar oldukça, inanın kavga çıkmaz, kimse kimseyi incitmez” söylemlerinde bulundu.
BAHÇE EVİ, TAM BİR ENTSTRÜMAN KOLEKSİYONU
Ziraat mühendisi, Bestekâr Şevket Tokgöz’ün, Aydın kuyulu mevkiinde yer alan bahçe evindeki fasıl odasında; Ney, mey, kaval, zurna, sipsi, bağlama, kabak kemane, cümbüş, mandolin, yaylı tambur, gitar, cura ve çeşitleri, davul, darbuka, tef, melodika, org, piyano, kemençe, klasik elektro ve zenne ud çeşitleri gibi mızraplı yaylı üflemeli- vurmalı sazlar olmak üzere 150 civarında enstrümanlar, minyatür sazlar bulunuyor.

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Diyarbakır’da Serê Salê kutlanacak mı?
Diyarbakır’da Serê Salê kutlanacak mı?
Amedspor’dan taraftarlara çağrı: Tribünleri dolduralım!
Amedspor’dan taraftarlara çağrı: Tribünleri dolduralım!