Foto.Ekrem Senvar
Ergani ilçesinde göçebelikten yerleşik yaşantıya, avcılık ve toplayıcılıktan üreticiliğe geçilen neolitik devrin izlerini taşıyan Çayönü Höyüğü, ve Hilar Mağaraları ziyaretçilerini bekliyor.
Buğday ve mercimek gibi bitkilerin ekilmesi, koyun ve keçilerin evcilleştirilmesi gibi günümüz uygarlığının önemli bir basamağını oluşturan ve 10 bin yıllık. Tarımın ilk geçtiği yer, bütün evcil hayvanların evcilleştiği ortam, buğdayın bulunup evcilleştirildiği bir bir geçmişe sahip olan Çayönü ve Hilar Mağaraları ziyaretçilerini bekliyor.
Sesverenpınar köyü sınırları içerisinde yer alan ve 1. derece arkeolojik ve doğal sit alanı olarak tescillen Hilar Mağaraları ve yaklaşık 500 metre kuzeyindeki Çayönü tarihi dokusu ve günümüz uygarlığındaki yeri bakımından eşsiz bir değere sahip.
Yapılan kazılarda M.Ö. 7500 ile 5500 yılları arasındaki döneme ait kalıntı ve buluntularla bölgede buğday, nohut, mercimek gibi bitkilerin ekilerek, koyun ve keçilerin de evcilleştirilerek avcılıktan yerleşik hayata geçildiği ortaya çıktı.
Çayönü'nün tarihteki yeri
Ergani Ovası'nda, Dicle Nehri'nin kenarında bulunan, MÖ.7500'den başlayan yerleşim evreleri bulunan Çayönü 1963 yılında keşfedildi. İlk kazılar Dr. Halet Çambel ve Prof Dr. Robert J. Braidwood, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aslı Erim Özdoğan, tarafından başlatılmıştı.
Sesverenpınar (Hilar) yakınlarında bulunan eski adı Kotaberçem (Çayboyu) olan tarih öncesinden kalma bir höyük. Höyük çevresinde resimli resimsiz mağaralar, mağara duvarları kullanılarak yapılmış evlerin izleri bulunmaktadır.
Arkeolojinin ilk veri tabanında tarıma ilk başlanılan yer olarak gösterilmiş olması açısından önemlidir. Yaklaşık 10 bin yıl önce ilk yerleşimin başladığı Çayönü'nde 6000 yıl boyunca yuvarlak planlı kulübeler, ızgara plan, taş döşemeli gibi birbirinden farklı mimari tasarımda binalar bulunmuştur.