TÜRKiYE, Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in “Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz’’ sözlerini tartışıyor. Son kararname ile Siirt’ten Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne atanan Recep Güven, tanışma kahvaltısında gündeme oturan açıklamalar yaptı. 2005 yılında katıldığı bir konferansta ‘“Dağda ölen teröriste ağlayamıyorsanız insan değilsiniz” dediğini hatırlatan Güven, “Eline silah alan, çoluk çocuk demeden insan katleden canavarlaşmış bir terörist de etkisiz hale getirilmeli. Aksi halde yönetime devlet denilemez. Ben bu iki duygu arasında gidip geliyorum. ‘Benim yitik evladım dağa çıkmış. Keşke ulaşabilseydim, ona normal bir hayat sunabilseydim, onun terörize olmasına mâni olabilseydim’ diye ağlarım. Ağlarım yani. Her teröriste de içim ezilir” diye konuştu. Başbakan Erdoğan ise “Biz evlatlarımızı katleden ve bu mücadeleler esnasında ölen terörist için ağlamadık, ağlamayız. Bu bizim hem insani hem vicdani görevimizdir. Herkes işine baksın’’ dedi.

‘Biz ağlamıyoruz sayın emniyet müdürü, insan değil miyiz?’ 

Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Hamit KÖSE:

ÖLEN teröristlerin arkasından ağlamayanı insan kabul etmeyen emniyet müdürü hemen görevden alınmalı. Bu zihniyete sahip bir emniyet müdürü bir saat bile orada kalmamalı. Öldürülen teröristlerin ardından biz ağlamıyoruz sayın emniyet müdürü. Biz insan değil miyiz? Bizler şehit verdik. Güvenlik güçleri terörle mücadele etmek için bölgeye gidiyor, onlar insan değil mi? Şehit cenazelerinde siyasiler “Kanları yerde kalmayacak” diyor. Onlar da mı insan değil. O emniyet müdürü terörle mücadele etsin diye Diyarbakır’a gönderildi, teröristlerin ardından ağıt yaksın diye değil. Sayın Başbakan “Herkes işine baksın” dedi. Başbakan’dan isteğimiz o emniyet müdürünün görevden alınmasıdır. Daha dün ilkokula bomba atıldı. O bombayı atan terörist için mi ağlayacak bu ülke.

‘Emniyet müdürü insani bir yaklaşım sergiledi’

Yazar Ümit FIRAT:

CEZAEViNDE hükümlü bir mahkûm öldüğünde bile cenazesi tahliye edilir. Tahliye, hükümlü için cezanın bittiği anlamına gelir. Ceza infaz Kurulu bile ölen mahkûmlar için farklı bir ifade kullanır. Ayrıca örf ve âdetlerimizde ölünün ardından gözyaşı dökülür. O kişi düşman bile olsa. Diyarbakır Emniyet Müdürü insani bir yaklaşım sergilemiştir. Doğru da söylemiş. Başbakan ise aksi bir açıklama yaptı. Bugüne kadar bölgede görev yapan asker ve polisler halkla bütünleşmek istemedi. Tek istisna Gaffar Okkan’dı. Onu da öldürdüler. Devletin memurları halkla bütünleşmeyi seçince bu tür açıklamalar çıkıyor ortaya. Bu açıklamayı önemsiyorum.

‘Akan gözyaşlarının hepsi değerlidir’ 

Araştırmacı-Yazar Faik BULUT:

DELiLiM var demiyorum ama duyduğum, Diyarbakır Emniyet Müdürü Siirt’te görev yaparken halk uygulamalarından çok da hoşnut değilmiş. Çünkü uygulamaları sertmiş. Türkiye’de hiçbir emniyet müdürü böyle bir demeç vermez. Arkasında belli ki başka bir şey var. Ölümün ırkı, siyasi görüşü olmaz. Akan gözyaşlarının, hele ki ölünün ardındaki gözyaşlarının hepsi değerlidir. Dağda ölen de burada ölen de bu ülkenin evladı.

‘Askeri şehit edene mi ağlayacağız?’ 

Zaman Gazetesi Yazarı Hüseyin GÜLERCE:

AYNI konuşmada terörle mücadele edilmesi gerektiği de vurgulanıyor ve bu iki düşünce arasında gidip geldiğini söylüyor. Eskiden Ergenekonvari bir devlet anlayışı vardı, köyler yakılıyor, insanlar işkenceden geçiriliyordu. Oysa bugün eşit yurttaşlık anlayışının hâkim olduğu bir Anayasa konusunda genel bir ittifak var. Başbakan da haklı. Askeri, polisi şehit edene mi ağlayacağız? Herkes vazifesini yapmalı. Böyle bir konuşma yapmasına gerek yoktu.