Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, yerel yayın yapan Gün Tv’de bir programa katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Cezaevlerindeki açlık grevlerine değinen Baydemir, “Hiçbir yurttaşın beni yanlış anlamasını istemiyorum. Ben ölüm orucunda değilsem ölüm orucunu kutsamam. Bu gayri ahlaki olur. Ama benim vicdanım param parça. O insanlar sokakta insanlar ölmesinler diye ölüme yatıyorlar. O insanlar asker, polis, gerilla, sivil yaşamını yitirmesinler diye bedenlerini ölüme yatırıyorlar” ifadelerini kullandı.
“CENNET TE HAKTIR CEHENNEMDE”
Anadilde eğitim ve anadilde savunma konularına da değinen Baydemir, “Cennet haktır, cehennem de haktır. Cennet ne kadar haksa anadilde eğitim de o kadar haktır. Her halkın kimliği ile yaşama talebi cennet ve cehennem kadar haktır. Kürt halkının kendi dili, kültürü ve kimliğiyle kendi geleceği hakkında söz sahibi olma isteği cennet ve cehennem kadar haktır. Bu taleplere karşı çıkmak, reddetmek, kriminalize etmek, suç saymak ırkçılıktır, faşizmdir. Ana dilde eğitim hakkı 20 milyonluk bir ulusa, bir millete ‘haftada iki saat sana ders veriyorum’ demek açık söylüyorum kimsenin haddi değildir. Türk milletinin ana dilinde ne kadar eğitim yapma hakkı varsa Kürt milletinin evladı olarak bizlerin de o kadar ana dilimizde eğitim yapma hakkımız var. Nasıl ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir deniliyorsa, Kürtlerin de egemenliği kayıtsız şartsız milletin olmalıdır” dedi.
ZALiMLE ARANIZA MESAFE KOYUN
Türklere ve Kürtlere çağrıda bulunan Baydemir, “Evladı olmaktan onur duyduğum halkıma bir çağrı yapmak istiyorum. Zalime karşı tavır alın. Şiddeti bir kenara bırakıyorum, benim şiddetle işim yok. Ama zalime karşı tavır alın. Türk halkına da çağrım var. Zalimle aranıza mesafe koyun. Zalimle aranıza mesafe koymadığınız müddetçe bu zulüm devam edecektir. Ve bu zulüm devam ettiği müddetçe Kürdün de evladı, Türk’ün de evladı toprağa düşmeye devam edecektir.Empati yapalım, Bu 30 yıllık süre zarfında Kürtlerin başına gelenler, Türklerin başına gelseydi onlarda dağa çıkmazmıydı. Varsayalım ki sizin yaşadığınız ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti değil, Kürdistan ya da Kürt Cumhuriyetidir. Kürt Cumhuriyeti’nde varsayalım ki, ben Ankara Belediye Başkanı bir Türküm. Ve Ankara Valisi de bir Kürt. Ankara Belediye Başkanı ana dilinde eğitim istiyor. Türkçe eğitim yapılmasını istiyor. Acaba Türk halkı bugünkü duruşunu mu ortaya koyardı. Acaba Türk halkı ana dili için, kimliği için, onuru için dağa çıkmaz mıydı? Buyurun soralım” ifadelerini kullandı.
“BÖLGENiN ADI KÜRDiSTANDIR”
Baydemir, “Bu coğrafyanın adı Kürdistandır. Bu coğrafyada parlamento talebi bu halkın en doğal talebidir. Kendi değerleri ile yaşaması en doğal hakkıdır. Kendi diliyle yaşaması en doğal hakkıdır. Buna karşı çıkmaz faşizmdir. Buna karşı çıkmak ırkçılıktır. 30 yıllık bu kan revan, bu bedel, bu acı tarihi Kürtçe seçimlik ders ve TRT Şeş(6) için değildi ey hükümet. Kaldı ki Kürtlerin toplu halde, BDP’nin veya PKK’nın veya sayın Öcalan’ın AK Parti’ye karşı, hatta sayın Başbakan’ın şahsına karşı bir kini, öfkesi yok” diye konuştu.
“ATATÜRK, KÜRTLERi KANDIRDI”
Kürtlerin Şeyh Said’e destek vermeyerek yanlış yaptığını savunan Baydemir, “Mutsafa Kemal’in başını çektiği ekip 1920’li yıllarda Kürtleri kandırdı. Kürtler o gün bugünkü ulusal bilince sahip değillerdi. Kürtler 1920’de kandılar. Kürtler 1925’lerde Şeyh Sait’e destek vermeyerek kaybettiler. Ama Kürtler artık 1920’lerin Kürtleri değil. Kürtler artık kendi içerisinde kavga edecek bir millet de değildir. Ama Kürtler halen ısrarla birlikte yaşamaktan yanalar. Ben kendim de yeni sınırları çizilmiş bir devletten ziyade Türkiye’nin parçası olan Kürdistan bölgesinde –adına eyalet diyebiliriz, adına demokratik özerklik diyebiliriz, adına bölgesel yönetim diyebiliriz- bütün dünya ile ilişki içindeki bir yönetim anlayışını tercih ederim”dedi.