‘Elimizdekilerin Kıymetini Bilmek’.
Bu çok kıymetli, anlamlı, kafamızda sürekli yer etmesi gereken bu özlü sözü bir takım insanlar, mal, mülk, para, servet, araba, bulunduğu alanlara iktidar etmek gibi ‘kıymet’ler olarak değerlendiriyor.
Bu anlayış giderek toplumun bir kesiminin ana değerleri haline geliyor.
Bu kesim, ‘Kıymet’ ve ‘Ana Değer’ olarak algıladığı durumu, bizim algıladığımız ‘elimizdekilerin kıymetini bilmek’ gibi anlamlı söz ve davranış biçimleri üzerinde ipotekleştirerek hareketsiz hale getirip, değersizleştirmeye çalışıyor.
Yaşam, insan, sevgi, saygı, eğitim, hukuk, adalet, insan hakları, özgürlük gibi kavramların, yani kıymet sınıfında olması gerekenlerin bu değerler olduğunun farkında olmayan, olduğu halde bunları bir kenara bırakıp, kıymetsiz hale getirenlerin çabalarının yarattığı bataklığın tamda ortasındayız.
insan yaşamını hiçe sayan, normal olmayan ölümleri normalmiş gibi gören, kanıksayan, bunların tamamını topluma kanıksatmaya çalışan bir yönetim biçimi, dahası onları destekleyenlerin çabası, toplumsal kıymeti olan her şeyi silip süpürmekte iken, sadece seyrediyoruz. Giden kıymetlerin arkasından sadece el sallamak gibi bir alışkanlığı da bize dayatıyorlar.
Alıştık mı nedir, kıymetin, kıymeti olanın, olanların, bunların tamamını koruyacak olan, koruma altına alması gereken değer yargılarımızın törpülenmesine, törpülendikçe yok olmasına?
Alışıyoruz galiba
Gözlerimizin önünden kayıp gidenlere,
Giderek bizden uzaklaşanlara, uzaklaştırılanlara
Yani;
Normal olmayan ölümlere
Demokrasiye
Özgürlüklere
Adalete
Hukuka
Sevgiye
Saygıya
inan haklarına
Bireysel hak ve özgürlüklere
FARKINDAMIYIZ?
SÜREKLi EL SALLIYORUZ
Bir daha geri gelip, gelmeyeceği konusunda çok da emin olmadığımız halde.
Gidenin geri gelmesi için geleneksel su dökme eylemini dahi gerçekleştirmekten uzak bir tavır içindeyiz.
Ölenleri elbette ki geri getirme şansımız yok.
Ancak, bize ve bizden sonrakilere kalması gerekenler konusunda şansımız var.
Kıymetler elimizden tamamen kayıp gitmeden bu şansı kullanmak mümkün mü?
Hep birlikte bunu düşünmek zorunda olduğumuzun farkındayız değil mi?
Bütün mesele;
El sallamaktan vazgeçmek
Elbette ki kendi değerlerimize
El sallayacağımız ve arkasından su dökmeyeceğimiz zaman, değerlerimizi yok ederek, kıymetsizleştirenlerin gideceği zaman olmalıdır.