Tüm iyi dileklerimize, barış, özgürlük, kardeşçe yaşam çağrılarımıza ve gelecekle ilgili umutlu mesajlarımıza rağmen yılın ilk gününe karanlık bir tablo ile adım attık.

Biz umutlarımızı çoğaltmaya çalışırken birileri eksiltme ve yok etme çabalarını sürdürüyor, sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor. Çünkü Türkiye ‘küresel terör’ odaklarının hedefi konumunda bir yerde duruyor, ‘ölüler ülkesi’ olmaya zorlanıyor.

Eğlence mekânına yönelik saldırı bazı kesimler tarafından yaşam biçimine yönelik bir eylem olarak değerlendirilse de durumu Reina ekseninde yorumlayarak işin içinden çıkamayız. Reina mekân olarak çok uluslu bir uğrak yeri olduğu için verilmek istenen mesaj toptancı bir mesaj. Özelde Türkiye’ye genelde ise Ortadoğu coğrafyasını yeniden dizayn etmek isteyen ülkelere verilmiş bir mesaj olarak değerlendirmek gerekiyor.

‘Suriye’de Ortadoğu bataklığının içine çekilmek isteniyoruz’ uyarılarımız ve ısrarımız bu günlerin geleceğini gördüğümüz içindi. Sadece oralarda bulunmuş olmaktan kaynaklı bir bataklığa işaret etmedik. Oradaki bataklığın içimize kadar akıtılması için açılacak kanalların doğuracağı acı sonuçları da işaret ediyorduk. Gazeteci Hüsnü Mahalli’nin de anlatmak istediği durum tam da buydu, haklılığının tanıklarıyız. O içeride, işaret ettiği tehlikeler kapıda. 

**

Dinde hiç yeri olmayan ayrılık ve nefret söylemlerinin ışığında gerçekleşen katliamlarla ‘ölüler ülkesi’ olmamak için yapılacak çok şey var. iktidarın tek başına içinde bulunduğumuz terör kumpasının içinden çıkma gayretinin başarı şansı görünmüyor.

Türkiye içinden çıkılması zor bir girdabın içine sürüklenmek istenirken Hamaset içeren, ötekileştiren, ayrıştıran tek yanlı söylemlerle bunun içinden çıkmak çok zor. Toplumsal uzlaşı ve mutabakat söylemlerini samimiyetle buluşturduğumuzda sorunlarımızın çözümü daha yakınlaşır ve kolaylaşır.

Toplumsal uzlaşı ve mutabakatın zemini olan Laik anlayıştan uzaklaştırıldıkça sorunlarımız artıyor, büyüyor. Nefret söylemleri ile kendini donatmış bir kesimin sözlü ve fiziki saldırılarının hedefi konumuna getirilen laik anlayışın birleştirici ve bütünleştirici özelliğini görmek istemeyenlerin bizi sürüklemek istedikleri yerin ‘ölüler ülkesi’ olduğunu görmelerinin zamanı çoktan geçiyor.

Farklı düşünebiliriz, ancak bu birlikte birbirimize zarar vermeden yaşamayacağımız anlamına gelmez. Farklı, din, dil, mezhep mensuplarının zaman zaman sorunlar yaşansa da 90 yıldır birlikte yaşadığı bir ülkede birlikte yaşam şansımız her zaman var.