Diyarbakır yöresine ait beddualardan aklıma gelenleri not ettim, gelmeyenleri de internetten derleyerek toparladım.
Genelde kadınlara ait, onların kullandığı kısmen ironik beddua biçimleri.
Normal zamanlarda baş edemedikleri birine karşı, bazen de söz dinlemez çocuklar için çaresizlikten kaynaklı son söz olarak devreye giren bu beddualar ilginçtir. Diyarbakırlıların dışında çok az kişinin hâkim olduğu bu terimleri neden mi gündeme getirdim?
Çaresizliğimizin karşılığı olsa gerek!
Sur içi katliamı ile ilgili dünkü yazımdan sonra bir şeyler daha karalayıp yazmak istedim ama işin içinden çıkamadım, söylenecek söz de kalmadı yapılanlara karşı.
Doğru ya da yanlış o an aklıma bu üslup geldi, ne yapayım?
8 Mart Dünya kadınlar günüdür, belki Diyarbakırlı kadınların bedduası tutar diye de düşünmüş olabilirim!
Aslında sur içi yakılıp yıkılırken de kadınlarımızın çaresizlik karşısındaki o beddualarını duyuyorduk, hala bunu yaptıklarını duyuyor ve hissediyor gibiyim doğrusu.
Ne diyorlardı, nasıl ifade ediyorlardı, bir bölümünü alt alta yazayım muhataplarına gitsin.
**
iki gözden kör olasan,
Kor olasan kor bahasan
Toprah başan ola
Başşın yiye.
Başşın ömrün yiye
Rebbi heyr görmeyesen
Ettiğini bulasan.
Allah belan vere
Kuzzul kurt yiyesen
Kan kusasan
Südüm sahan haram it kani ola
Cigerinden yanasın
Kız iken kız doğasın
Yere giresen
Gidişin ola gelişin olmaya
Gidesen gelmeyesen
Ezrail seni seve delige tepe
Gorunda tik oturasan
Cinimin eti olasan
Canan ateş düşe
Allah belan vere köpek selan vere
Peppig olasan
Murad almiyasan
iki gözün avcuma düşe
Ezilesen dökülesen hıtmi haşek olasan
Ah diyesen oh demiyesen
Topa gelesen
Boynun kopa
Sen seni yiyesen
**
ihaleleriniz HAYIR’lı olsun!
Kadınlarımızın bedduaları yolunuza ışık! Tutsun.