Meryen ana manastırı Zülküfül makamının doğusunda manastır tepesi sarp kayalıklarına kurulmuştur. Çok uzaklardan bile görünürdü. Şimdi yıkık harabe durumdadır. Define avcıları ve tarih düşmanları her tarafı yerle bir etmişler.60 yıl önce yani 1957 de bir bölümü sağlandı, ben gördüm bu manastır hırıstiyanların çok kutsal saydıkları bir bölgenin baş kilisesiymiş ve aynı zamanda bölgenin ilk üniversitesiymiş. Baş papaz burada ders veriyormuş. Burada rahip yetiştiriliyormuş. Papazın kaldığı konağı ise çimento fabrikası üst kısmı Maden yolu üstünde trafik şübe müdürlüğünün karşısında idi. Buraya papaz gölü derlerdi. Konağın önünde taştan yapılmış göl vardı. Baş papaz burada yaşardı. 2002 yılına kadar konak ve havuz sapasağlamdı içinde aile vardı maraba o aile gidince sahipsiz kaldı yıkıldı ve yıktılar. Meryem ana manastırı yörenin baş kilisesiymiş, çevredekiler irili ufaklı kiliseler ve Diyarbakır’da dahil hepsi buraya bağlıymış. Manastır 1434 yılında Bitlisli Mığırdıç NAKAKAŞIN yaptığı yazılı kaynaklarda mevcuttur. Son zamanlara kadar civar illerdeki hırıstiyanlar buraya ziyarete gelirlerdi. Dağın yamacından itibaren ayakkabı ve çarıklarını çıkarark manastıra kadar yalın ayak yürürler. Hz. Peygamber resulullah ümmetine siz başaçık yalın ayak namaz kılmayın Hırıstiyanlar öyle yapıyor, bizimki onlara benzemesin buyurmuştur. Manastır yıkılmadan önce burada her şey vardı. Aşhane, fırın, han, misafirhane tahıl ambarları hazine odaları varmış. 360 odalı zemin kat orta ve üst kat, zemin kattan güneye taraf dağı delerek baca yapmışlar hava almak için. Atalarımızın anlatığına göre altın iamalatını Ermeniler yaparmış, cıncık boncuk, çanak çömlek, çini, demir kesme taştan binalar sur her türlü sanatı tahta kaşık gibi sanattları Ermeniler yaparmış. Türkler sanatı onlardan öğrenmiş Türklerle Ermeniler çok iyi komşulukları varmış, ortalık dahi yapıyorlarmış. Taki Ruslar Ermenileri kışkırtana kadar. Yine atalarım anlatırdı, Ermenilerin ileri gelen büyükleri esnafları gençlerine şöyle demişler, Bizim durumumuz Türkler’den iyi komşuluğumuzda iyi kesinlikle Türklerle kavga yapmayın, gençler büyüklerini dinleyerek 40 tan fazla Türkiye’de isyan çıkarmışlar ve kavga böyle başlamış. Şimdi gördüğünüz gibi Türkiye’nin gelişmesini istemeyen başta ABD’nin insanları kışkırtıyor. inşallah zafer bizim olacak yine yazılı kaynaklarda o dönemde Osmaniye Ergani’de yaşayan halk Hititlerin yani Haldilerin soyundandır diye yazıyor.1401 yılında bile askerlerimiz Türk ve Kürtlerden meydana gelmiştir. Başlarında ise komutan kara Yusuf imiş. Evliya Çelebi seyahatnamesinde şöyle diyor; Ergani ilçesinin kurucusu Abbasilerden Sultan Vahdu illah Hanoğlu Ergani sultanıdır. Yanlış anlaşılmasın Sultanın adı ERGANiDiR. Ama dönemde yaşayan halk yanlışlıkla Argini derlermiş. Buralar zamanında bir çok hükümdarın eline geçmiştir. hicri 921. miladi 1501 yılında Bitlisli kürt Molla idris’in aracılığıyla harpsiz, Bıyıklı Mehmet paşaya teslim olmuştur. Kalenin anahtarları da paşaya verilmiştir. Görüldüğü gibi Türkler ve Kürtler her devirde vardır ve beraberdir. et tırnak gibi birbirlerinde ayrılması mümkün değil. Kaynak bütün yönleriyle Ergani 1966’da Şerefettin Güneli ve atalarımdan öğrendiklerimide ilave ettim. 06-12-2017