Hiç bir siyasi yapı düzenden vazgeçemez. Düzenin temel uygulamalarından biri zamanla ilgilidir. Çünkü zaman olmadan hiç bir ortak insan faaliyeti gerçekleşemez.
Her tür yönetimin birincil özelliğinin zamanın düzenlenmesi olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor. Kendisini kabul ettirmek isteyen her türden iktidar yeni bir kronolojiyi dayatmak, zamana hakim olmak zorundadır.
**
Zaman ve iç iktidar mı?
Zaman ve genel iktidar mı?
Buradaki zaman hepimizin sorunu!
CHP’de geleceğe umut olacak kadrolar sosyal medya ve basın arenasında hesaplaşıyor gibi bir pozisyonun esiri olmuş durumda.
Rakip/rakipler için çok açık bir alanda içe dönük mücadelenin kavgacıları konumu yaratılmış vaziyette ve izleyenler istediğini alkışlıyor, alanı kızıştırıyor. Kendileriyle geçici de olsa hesaplaşmaktan vazgeçildiği için onlar çok mutlu, aynı zamanda güç tahkimi yapıyorlar.
**
Demokrasi güçleri ise demokrasi tadında bir ‘hesaplaşma’ olmadığı için son derece mutsuz ve umutsuz. Buradaki mutsuzluk oradakilerin mutluluğuna katkı sunuyor.
‘Delege sayısı iktidar yapmıyor, kitle sayısı iktidar yapıyor’ diyenlerin seslerini duyabiliyor muyuz?
O kitle/kitleler bizi/bizleri izliyor.
Ve hala bir umutları var!