Beni kırsal kesimde yaz boyunca gücümün yetmediği ağır yükler yükleyerek çalıştırdılar. Kış gelince bir torba saman veya bir burma ot yedirmemek için geçen yıl getirip şehre attılar. Sokaklarda aç, susuz, çocuklardan çok şiddet gördüm. Ahırı olan bir hayvan sever vatandaş bana sahip çıktı. Yem verdi, su verdi, baktı. Hayli güçlendim. Kış geçtikten sonra beni şehre sevipleyen kırsaldaki eski sahibim geldi. Bana bakan vatandaşa bu habeş eşek benimdir. Adam da sokakta karda, kışta, soğukta, aç ve susuzdu. Ben de getirdim Allah için baktım. Eşeğin eski sahibi; “Hayır, sen benim eşeğimi çalmışsın seni dava edeceğim” diye tehdit etti. Eşeği alıp götürdü. Yine kırsalda, bağda, bahçede, tarlada, çifte her türlü ağır işlerde çalıştırdı. işi bitince yine beni halsiz yorgun bir vaziyette getirip şehre attı. Şimdi yine karda, kışta sokaklardayım. Böyle kırsalda ağır işlerde çalıştırıp kışın bir torba saman vermemek için kışın dışarı atmak hangi dine hangi vicdana sığar. Hem bu dünyada hem de ahirette bu adamdan davacıyım. Hayvanları Koruma Dernekleri Başkanları nerdesiniz. Duyun feryadımı. Beni kurtarın. Hayvan olsam dahi benim de yaşama hakkım var. Allah beni insanlara binek hayvanı olarak yarattı. Ama demedi işiniz bitince götürüp ölüme terk edin.