Advert
BENİMDE BİR HAYALİM VAR
Ali Haydar Üzülmez

BENİMDE BİR HAYALİM VAR

Bu içerik 541 kez okundu.

 "Bir Hayalim Var", Amerikalı medeni haklar aktivisti Martin Luther King Jr. tarafından 28 Ağustos 1963'te İş ve Özgürlük için Washington'a yürüyüş sonunda sivil ve ekonomik haklar ve ırkçılığa son verilmesi için çağrıda bulunduğu bir konuşmadır. Washington DC'de 250.000'den fazla sivil hakları taraftarına sunulan konuşma, sivil haklar hareketinin ve Amerikan tarihindeki en ikonik konuşmalar arasındadır( Vikipedi).
   Evet, benim de bir hayalim var.
Halkların, inançların ve yurttaşların özgür bir şekilde yaşadığı, demokratik sivil; ideolojilerden arınmış bir anayasanın egemen olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşamak.
   Buna engel olan ne?
   Miadını doldurmuş ideolojik devlet anlayışı ve yönetimi. 
Bu anlayış ve yönetim Türkiye’nin önünü kapatıyor. Kürt halkını inkâr edip, hem yok  sayıyor hem de kendisi ile çelişkiye düşerek asimle etmeye çalışıyor. Bu da çatışma, baskı ve yoksulluk getiriyor. Aynı zamanda bu ideolojik devlet her vatandaşına Sünni İslam inancını dayatıyor, milyonlarca Alevi vatandaşı onların inancını yok sayıyor. Onlara, zaman zaman koruyup kolladığı yapılar, gözdağı verip saldırıyor, büyük acılar yaşatıyor.
   Kürleri ve Alevileri denetim ve baskı altında tutmak için 100 yıllık cumhuriyetin dörtte üçü sıkıyönetim ve olağanüstü hal yönetimleri ile geçti. O nedenle özlemini duyduğumuz demokrasiyi de kuramadık, kuramıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti  yurttaşları ve sivil demokratik siyasetçileri olarak bu durumu artık aşmamız gerekiyor. Aydınlara da büyük  sorumluluk ve görev düşüyor.
   Kürt meselesi ve Alevilikle ilgili düşüncelerimi daha önceki yazılarımla okuyucu ve kamuoyu ile paylaştım.
   31 Mart yerel seçimleri sonrası yeni bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Bir önceki Çıkış Yolu yazımda bu konuyla ilgili düşüncelerimin bir kısmını paylaştım. Bu yazım Çıkış Yolu yazımın devamı.
   Cumhuriyetin kurucusu tarihsel CHP, tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıya. Cumhuriyetin 2. yüz yılında Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracak mıyız? Yoksa bir yüz yılı daha gözyaşı, acı ve yurttaşlık hakları kısıtlı yoksul insanlar olarak mı yaşayacağız?
Buna karar verme arifesindeyiz.
İktidara aday CHP’nin önünde devasa sorunlar var. Ancak çözüm, çıkış yolu da var.
Çözüm, çıkış yolu: AB ile stratejik ortaklıktan ve AB’ye tam üyelikten geçiyor. Buna bağlı olarak AB standartlarında tüm vatandaşların hakkını hukukunu tanıyan sivil, demokratik bir anayasa yapılmalı. Başka çıkış  yollarının olumsuzluklarını yaşayarak gördük. CHP, bu çerçevede iktidara hazırlık yapmalı.
Hazırlıkların en önemlisi  kuşkusuz Kürt meselesi ve Kürt meselesinin çözümüne yönelik olmalı. Karmaşık, çözülmesi zor bir mesele. Ama geleceğimiz için çözülmesi gereken de bir mesele. AKP ve Erdoğan “Çözüm Süreci” çalışmaları ile bu meselenin çözümünü bir yere kadar taşıdı. Ancak tarafların beklentileri farklı olduğu ve gerekli güven ortamı oluşturulamadığı için süreç dondurucuya konuldu. Bu sorunu dondurucudan çıkarmak, Özgür ve Ekrem Beylere düşüyor. Hemen belirteyim; Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ikilisi bu meseleye temkinli ve sıcak yaklaşıyor. Özgür Bey’in “Kürtler ben eşit hissetmiyorum diyorsa onlar eşit hissedene kadar hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz” açıklaması kararlı ve kıymetli bir açıklamadır.
   Önümüzdeki günlerde Kürt meselesi konusunda yeni gelişmelerin olacağı emareleri var.
   CHP yıllar sonra Kürt coğrafyasında Batman ilinin Hasankeyf ilçesinde belediye başkanlığını kazandı. Özgür Özel burayı yakında ziyaret edeceğini; aynı gün Mardin Büyük Şehir Belediye Başkanı Sayın Ahmet Türk’ü ziyaret edip çayını, kahvesini içip bölgenin sorunlarını ve kayyumu konuşacağını açıkladı. Bu çok önemlidir, önemli olduğu kadar Kürtler açısından kıymetlidir.
   Yine Özgür Özel, “ uygun bir zamanda Edirne Cezaevi’nde Selahattin Demirtaş’ı ziyaret edeceğim”diye, T24’ten Murat Sabuncu’ya açıklama yaptı; bu açıklama Kürtler, Türkiye halkları, bölge, Avrupa ve dünya barışı ve siyaseti için çok ama çok önemlidir. Özgür Bey, “Bu ziyaret çok faydalı bir ziyaret olacak, Sayın Demirtaş ile bir çalışma toplantısı olarak bunu yapmak istiyorum,” diye açıklamasını sürdürdü. Eğer bunlar gerçekleşirse, dondurucudan Kürt meselesinin çıkartılacağı ve yeni bir sürece gireceğimiz kesin. Buna hazırlıklı olmak gerekir. CHP yöneticilerine büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu önemli ziyaretlerin, “çalışma toplantısının” içi doldurulmalı. Kürtler yeni bir hayal kırıklığı yaşamamalı. 
   Çıkış yolu belli: AB’ye tam üyelik ve sivil demokratik bir anayasa. 1924 anayasasını nasıl CHP getirdiyse bunu kaldırıp demokratik bir anayasayı getirmek; cuntacı, faşist Kenan Evren’in anayasasını da çöpe atmak, CHP’nin tarihsel görevidir. Biraz sağduyu, cesaret ve nitelikli çalışma olumlu sonuçlar getir diye düşünüyorum.
DEM partiye ve diğer Kürt parti/hareketlerine de büyük  sorumluluk ve görev düşüyor. Onlar da bu yeni durumu iyi okumalı ve çok iyi değerlendirmeli. Makul ve esnek olunmalı!
Peki, bu  görüşmeden Özgür, Ekrem, Selahattin üçlüsü çıkar mı?
Neden olmasın, derim! Ben çıkmasını canı gönülden isterim ve bu konuda atılacak her olumlu adımı da desteklerim. Böylece benim hayalim de gerçekleşmiş olur. Tabi CHP yönetiminin, kendi tabanını ve devleti buna hazırlaması gerekiyor.
Tüm Kürt Yurtseverlere çağrımdır:
Selahattin Bey özgürlüğüne kavuştuğu gün, Kürt halkı olarak onu bayram havası içinde şenliklerle sokaklarda karşılayalım. Ve ilk Cuma günü de onunla Amed Ulucami’de Cuma namazında birlikte olalım. Halkın sevgisinin ve inancın hiç kimsenin tekelinde olmadığını, seküler yaşamla inancın nasıl yaşanacağını dosta da düşmana da gösterelim derim.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Naci Görür’den deprem sonrası korkutan paylaşım
Naci Görür’den deprem sonrası korkutan paylaşım
Eş Başkan Şiyar Güldiken  davul zurna ile karşıladı
Eş Başkan Şiyar Güldiken davul zurna ile karşıladı