ÇOCUKLARIMIZIN MATEMATİK KORKUSU
Ali Haydar Üzülmez

ÇOCUKLARIMIZIN MATEMATİK KORKUSU

Bu içerik 48 kez okundu.

Matematik yalan söylemez.

Matematiğin kendi dili vardır. O dil de bilimin dilidir. Kişiler, yöneticiler, toplumlar kendileri ile ne kadar övünürlerse övünsünler matematik onların yalanlarını ortaya çıkarır. Örnek mi? İşte size örnek:

Dünyada matematikten en çok korkan çocuklar sıralamasında Türkiye baştan üçüncü sırada. Ne demek bu? Yöneticiler, toplum, ebeveynler ve öğretmenler olarak çocuklarımıza matematik öğretmekte başarısızız. Demek ki, bilimsel çalışmalarda yeterli değiliz. Çocuklarımız matematikten korkuyorlar. Korkunun olduğu yerde de sağlıklı öğrenim olmaz, bilim de gelişmez.

Peki neden çocuklarımız matematikten korkuyor?

Yıllarını matematik öğretmeni olarak geçirmiş bir öğretmen olarak sorunu şöyle açıklayabilirim:

—Sınav odaklı eğitim-öğretimden ötürü çocuklara haddinden fazla bilgi yüklüyoruz. Çocuklar edindikleri bu bilgileri yaratıcılıklarının gelişmesi veya günlük yaşamda ihtiyaçlarını karşılamak için öğrenmiyorlar. Onların tek odaklandığı nokta sınavda iyi bir başarı sağlamak ve iyi bir liseye veya üniversiteye gitmek. Bu bitmez tükenmez maraton çocukları sıkıyor ve bazı çocuklar yarıştan korkup çekiliyor.

Bu konunun daha iyi anlaşılması için geçmişte yaşadığım örneklerden birini verebilirim: Ortaokul sekizinci sınıf müfredatında benzerlik konusu vardır. Derste çocuklara konuyu anlatarak ilgili örnekleri verdim ve bol sayıda soru, test çözdük.

Çocuklara dedim ki, performans ödevi olarak mahallenizdeki minarenin gerçek yüksekliğini kâğıt üzerinde benzerlikten yararlanarak bulun ve bana getirin. Size bu ödevden performans notu vereceğim.

Benzerlik sorularını kâğıt üzerinde, hemen saniyeler içinde çözen çocuklar gerçek hayattan olan bu örnek karşısında sus pus oldular ya da şaşırıp afalladılar.

—Nasıl yapacağız öğretmenim, minarenin üzerine mi çıkacağız? dediler.

Çocuklar haklı mıydı? haklı. Biz öğretmenler benzerliği çocuklara uygulamalı olarak anlatmıyoruz ki!

Peki, haklı olarak “hocam neden anlatmıyorsunuz?”diyebilirsiniz.

Çünkü, çocukları hayata değil, sınava hazırlıyoruz. Zamanla ve fazla soru çözmekle yarışıyoruz.

Oysa bu ödevi; bir adet sırık, bir mezura ve iki öğrenci kolaylıkla yapabilir. Bu başarısızlığın sorumlusu kim? Kabahat öğrencide mi, öğretmende mi, müfredatta mı, yoksa Milli Eğitim Bakanlığı’nın zihniyetinde midir? Bakanlıkta ve müfredatta eksikler olduğunu söyleyebilirim. Ders kitaplarında ünite/konu sayısı çok fazla, zaman kısıtlı ve hep sınav odaklı çalışılıyor. Uygulama yapmadan çocuklara bilgileri yükleyip sınava hazırlıyoruz. Çünkü başarı sınavla ölçülüyor.

—Ebeveynler olarak da farkında olmadan hata yaparak, çocuğumuzun matematikten korkmasına neden oluyoruz. Nasıl mı? Anlatayım.

Sevgili veliler ne olursunuz çocuklarınızın veya çocukların yanında “matematik zordur” demeyin. Farkında olmadan onları korkutuyorsunuz. Çünkü çocuklar büyüklerin ağzından çıkan her sözcüğü ciddiye alıyor ve olduğu gibi kabulleniyor.

Matematik soyut bir sistemdir. Düşüncelerimizin kısa yoldan sembollerle ifadesidir. Kendi içinde bir mantığı ve kuralları vardır. Matematiğin önemini yalnızca sayılar üzerinden fazla abartarak çocuklarımıza vermeye kalkarsak çocuklar sıkılır, matematikten adım adım uzaklaşır ve korkarlar. İki, üç yaşından itibaren çocuklara matematik öğretimi verilebilir. Bizdeki yanlış algı matematiğin sadece sayılardan ibaret olduğudur. Sayılar elbette ki matematiğin en önemli alanı, temelidir ancak geometri de matematiğin içinde bir alandır ve geometriyi matematikten ayrı düşünemeyiz. Platon, yaklaşık 2400 yıl önce Atina'da kurduğu Akademi'nin girişine "Geometri bilmeyen giremez.” yazısını boşuna yazmamıştır. Ayrıca değişik örüntüler de matematiğin alanına girer. Veliler olarak değişik geometrik şekiller, örüntüler, somut cisimler, sayılar ve hatta kendimizin yarattığı oyun ve masallarla, değişik oyunlar oynayarak masallar anlatarak matematiği çocuklarımıza sevdirebiliriz. Bizler yaratıcı matematik oyunları oynamak için çocuklarımıza zaman ayırabilmeliyiz. Sevgi ve ilgi ile yetiştirilen çocuklar, özgüven sahibi olur matematikten korkmaz ve yaratıcı olurlar.

Gelelim biz öğretmenlere: Özellikle de matematik öğretmenlerine… Bizler de bilerek veya bilmeden hata yapıyoruz. Diyarbakır ve İstanbul’da birçok devlet okulunda çalıştım. Öğretmen arkadaşlarım bana “Öğretmenim siz nasıl matematik öğretmenisiniz? Öğrenciler sizden hiç korkmuyorlar, hep sizinle birlikteler. Siz çocuklara çok yumuşak davranıyorsunuz. Oysa bizim bildiğimiz matematik öğretmenleri biraz sert olur; öğrenciler matematik öğretmeninden çekinir. Hatta kimi matematik öğretmenlerinden biz öğretmenler de çekinirdik” diye şaşkınlıklarını ifade ediyorlardı. Ben o öğretmenlerden değilim deyip, gülüp geçiyordum. Bu anımı şunun için paylaştım; benim öğrenciliğim de sert matematik öğretmenleri ile geçti. O dönem bu eğitimde belki de bir yöntem idi. Hatta kimi matematik öğretmenleri kendi egolarını tatmin ediyorlardı, buna da şahit oldum. Ama bugün insanlık internet, yapay zekâ çağını yaşıyor. Artık çocuklara bilgiyi yüklemeyi değil, bilgiyi kullanmayı öğretmeliyiz.

Uygulamalı matematik öğretimine geçmeliyiz. Bu konuda kendimiz de çok şey yapabiliriz.Çocuklarla uyumlu olmalıyız. Çocuklara karşı saygılı olmalı, sevgi ile yaklaşmalı, onlara öğretirken onlardan da öğrenmeliyiz. Demokratik bir eğitim-öğretim ortamı yaratmalıyız. Matematik öğretmenleri olarak velilere, çocuklara ve hatta müfettişlere, idarecilere matematik öğrenimi konusunda doğru rehberlik yapabiliriz.

Çocukların matematik korkusunu hep birlikte yenebiliriz. Ve yine matematik öğretmenleri olarak matematiğin dilini ve gizemini çocuklara sevdirebiliriz.

Son olarak şunu da belirtmezsem haksızlık etmiş olurum; ana dillerinde eğitim-öğretim alamayan Kürt çocukları; okula başlama, Türkçe ve matematik öğrenme korkusunu Türk çocuklarına göre çok daha fazla yaşıyorlar.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Dünyanın en sıcak Kayak Merkezi: Diyarbakır'dan 7’den 70’e akın var
Dünyanın en sıcak Kayak Merkezi: Diyarbakır'dan 7’den 70’e akın var
TÜİK’e göre konutların yüzölçümü düştü: Diyarbakır’da durum nedir?
TÜİK’e göre konutların yüzölçümü düştü: Diyarbakır’da durum nedir?