Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam
Müslüm Üzülmez

Rüya, Rüya Yorumlama, Rüyam

Bu içerik 164 kez okundu.

Rüya gerçeklikten kopuştur. Uykuda görülen imgeler olarak tanımlanır. Gördüğümüz rüyaların çoğu siyah beyaz olup; iyi, kötü veya karışık özellik taşırlar. Genellikle yaşadığımız mekâna, nesnelere, olaylara ve ilişkide olduğumuz insanlara, hatta hiç akla hayale gelmeyecek şeylere dair olabilir.

Eski zamanlarda insanlar rüyalara çok büyük önem vermiş ve pratik amaçlar için kullanmaya çalışmıştır. Rüyalardan geleceğin işaretlerini, ip uçlarını yakalayıp kehanet için kullanmışlardır. Büyük İskender gibi bazı tarihi kişiliklerin, rüyalara dayanarak büyük işlere kalkıştıklarını tarih kitapları yazmaktadır. “Günümüzde nasıl havadan keşifsiz bir askeri harekât düşünülemezse, Yunanların ve diğer Doğulu ulusların tarihinde de rüya yorumcuları olmaksızın askeri harekâtın düşünülmediği dönemler olmuştur.” (S. Freud, Psikanalize Giriş Dersleri, Öteki Yayınevi, s.109)

Rüya hayata dairdir ve her insan çoğunlukla rüya görür (Ölüler rüya görmez!). Bazılarımız uykudan uyanınca gördüğü rüyayı hatırlar, bazılarımız da hatırlamaz. Rüya gören bazı kişilerin uyandıklarında bütün gün rüyanın etkisinde kaldığı yaygındır.

Mesela ben prostat nedeniyle sık sık gece tuvalete kalktığım için, kalkış anlarında rüya gördüğümü anlar ve unutmamak için de gördüğüm rüyayı hemen bir kenara not ederim, bazen. Not almadığımda, tekrar uyuyup kalktığımda çoğunlukla hatırlamam gördüğüm rüyayı.

Gündüzleri seni unutabilirim
Ama geceleri rüyamdasın

Yaşamım boyunca sırasıyla Ergani, Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve Ayvalık’ta ikamet ettim, buraları mekân tuttum. Ankara ve İstanbul ile ilgili anılarım sis perdesinin arkasında bulanık, seyrek ve flu; rüyalarımda ise hemen hemen yoklar. Ama Ergani ve Diyarbakır’la ilgili anılarımın çoğu duru ve bu iki mekân sık sık rüyalarımı süslüyor. Ergani’deki bağlar, bahçeler, ağaçlar, taşlar, kuşlar, insanlar sıklıkla rüyalarıma giriyor ve rüyalarımda tanıdığım ölü veya diri insanlarla oluyorum. Aynı şekilde Diyarbakır’da da çalıştığım işyerleri, dostlarımla yaşadıklarım, politik çalışmalarım, Sur diplerindeki kahvelerde çay içmelerim ve sohbetlerim rüyalarıma girip bana güzel bir görsel şölen sunuyorlar.

Rüyalar, rüyayı gören kişilere aittir. Yorum ise genelde başkasına aittir. Doğrusu, görülen rüyanın ne anlama geldiğini rüya görene sormaktır. Ama bunun sübjektif bir yanı vardır. Birincisi, rüyayı gören rüyayı kendine yontabilir. Bu nedenle yorumu bir bilene, işin erbabına sormakta yarar vardır. İkincisi, rüya gören genellikle bir şey bilmediğini söyler. Yani bilir, ama bilmediğini sanır. Rüya gören, rüyanın anlamından çok rüyaya kaynaklık eden nedenleri bilir.

Peki, insan denen karmaşık organizmanın sanal yaşanmışlığını, gördüğü rüyayı nasıl açıklayacağız. Bu sanal yaşanmışlığın oluşmasına neden fiziksel, kimyasal, biyolojik ve psikolojik sebepler nelerdir?

Kısaca şunu söyleyebilirim: Çok sayıda Antik Yunan filozofu, kilise babası, İslam alimi, sanatçı, edebiyatçı, şair ve bilim insanı rüya konusuyla ilgilenmiştir. Bırakalım bunları, Allah bile ayetlerini rüya ile süslemiştir.

Orhan Hançerlioğlu’na göre, İslam dininde rüya (düş) “tanrısal vahiy”dir. Özellikle peygamberlerin bütün rüyaları vahiy’dir, yorum istemez, görüldükleri gibi gerçekleşir. (İslam İnançları Sözlüğü, s. 488) Kuran’da Yusuf Suresi’nde (Ayet 44) Allah; “Rüya dediğin, demet demet hayallerdir” der. Başka ayetlerde vardır…

Nobel Edebiyat Ödüllü Hintli şair R. Tagore ise, rüyayı, “konuşmadan duramayan dırdırcı karı”; uykuyu da, “sessizce acı çeken koca” olarak betimler. (Avare Kuşlar, Okyanus Yayıncılık, s. 31)

Bazı düşünürler ise tersten bir yaklaşımla sinemaların “rüya fabrikası” olduğunu söylerler.

Velhasıl rüya önemli bir mevzu. Yorumlamak ise daha da önemli. Herkes kendi rüyasını görür ama bu rüyaları anlamak ve yorumlamak hüner ister. Eski zamanlarda işin erbabı usta rüya yorumcuları bu işi çok iyi yaparlardı, şimdi böyleleri var mı, bilmiyorum. Bugün kitapçılarda, bazı cami önleri ve pazar yerlerinde çeşit çeşit rüya tabiri (yorumları) kitaplar satılmaktadır. Ayrıca teknolojinin nimeti internet ortamında sürüsüne bereket rüya yorumcusu, rüyayla alakalı yazı ve görseller var.

Kısaca, dünden bugüne, -şarlatanlar da dahil- çok sayıda rüya yorumcusu olmuştur. Ama bana göre hiç kimse rüyaların yorumlanmasında Sigmund Freud (1856-1939)’un eline su dökemez. Yaptığı bilimsel araştırmalar, yorumlar, yazılar nedeniyle dünya literatüründe çok farklı bir yer edinmiştir; “çağdaş düşüncenin devrimci kurucularından” biridir o. İnsan ruhunun bilimsel incelemesi için ilk yöntemi keşfeden kişidir. Psikanaliz kuramının yaratıcısı ve psikanaliz biliminin kurucusudur. Rüyaları psikanaliz açıdan ilk yorumlayandır. Tabi kimilerine göre Freud bir dahi, kimilerine göre de “kendini kamu ahlakını bozmaya adayan bir ahlaksızdır.”

Freud bir nörolog olarak rüyaların doğasını inceleyerek psikanaliz bakışla “psikopatolojik vakaları tedavi yöntemini” geliştirmiş ve bu keşfi zamanla tüm dünyaya yayılmıştır.

Artık günümüzde “rüyâlardan, hastanın rahatsız edici ruhsal durumunu çözümleyebilmek için, ters açıdan, psikopatolojide yararlanılmaktadır. Daha açık bir deyişle, psikopatolojide, geleceğe âid haberler değil, tam tersine, geçmişe âid haberler aranır.” (O. Hançerlioğlu, A.g.e., İslam, s. 491)

Rüya ile ilgili bu kadar anlatım yeter. Şimdi asıl meseleye gelelim, durup dururken bu rüya işi de nereden çıktı diye haklı olarak sorabilirsiniz. Anlatayım:

Dün gece bir rüya gördüm. Rüyamda, Ergani’de bahçemizde güllüğün içindeyim kardeşim Şadan’la birlikte… Kardeşim; “Abi, bak, güllük perişan olmuş. Ben burada değilim, güllerle ilgilenen yok. Diğer abilerim bu işten ne anlar ne de bakarlar. Ancak sen bakarsın, ne olur bak, yoksa tümden yok olacaklar, yazık!” diye, biraz istemini, birazda sitemini dile getiriyordu.

İyi bir rüya yorumcusu olmasam da şunu anladım rüyamdan: Ergani ve Diyarbakır’ı demek ki çok özlemişim, sevdiklerim ve her renkten güller beni çağırıyor.

Rüyamı ben böyle yorumladı, Freud yanımda olsaydı acaba nasıl yorumlardı?

Gül güzelliğinde gönül dolusu selam, saygı ve sevgiler…

(19 Şubat 2025/Ayvalık)

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Ergani'de  güneşli günler kapıda: 25 dereceyi bulacak
Ergani'de güneşli günler kapıda: 25 dereceyi bulacak
Diyarbakır’da ‘bıçak parası’ alan doktor görevden alındı!
Diyarbakır’da ‘bıçak parası’ alan doktor görevden alındı!