Geç değil hiç bir şey için.

Daha anlamlı oluyor dönemsel güzellikler ve yeni açılımlar.’

Bir arkadaşımla sohbet ederken bu cümleleri kullandım.

Çok tuttu bende onun üzerinden bir şeyler yazmanın doğru olacağını düşündüm.

Yaşamı kolaylaştırma adına kolaylaştıran sohbet konuları insanların ruh hallerinin de bir yansıması aslında. Yaşamımızla ilgili geride bıraktığımız zaman diliminde elbette ki kaçırdığımız çok şey var. Onları şimdiki bilinç düzeyimizle yargılama şansına sahip olabiliriz ancak o dönemlerin koşulları ve bilinç düzeyi ile asla. Yapılacak en doğru şey iyisiyle kötüsüyle dersler çıkarmak.

Sorgulama ve yargılamaya hapsettiğimiz geriye dönük hesaplaşmaların ortaya çıkaracağı niçinler’e, nedenlere ve pişmanlıklara zaten cevap bulma şansımız hiç yok. Olsa bile durumun ortaya çıkaracağı sonuçların bir faydasının olmayacağı da kesin.

Yeniden ve tekrarlar anlamında hatalar yapmamanın önemli olduğu gerçeğinden hareket etmek önemli. Ancak, bunu ne kadar ve nasıl becerme şansına sahibiz. iyi bireyler, kendisi gibi bildiği ancak öyle olmayan başka bireyler karşısında her zaman yeni bir pişmanlığa ve hataya neden olabilecek bir şeyler yapmaya açık bireylerdir.

Toplumda var olmak için kendini gizleyen, işi bittikten sonra da gerçek yapısını ortaya çıkararak ‘Vayy beee’ dedirtecek o kadar çok insan sayısı var ki, iyi bireylerin hata ve yanlış içine itilmeme gibi bir şansı yok. Paraya ve gösterişe endeksli bir toplum yapısının gelişmekte ve hatta kök salma pozisyonlarının varlığı da iyi bireyleri gerçek yaşam biçiminden koparıp götürüyor.

Ben bunları sohbet ediyorum, yakın dost çevrem ve arkadaşlarımla karşılıklı.

Maddiyatın olmadığı küçük mutlulukları önemseyen iyi bireylerle.

Bir güzel sözle, sosyal bir katkıdan dolayı teşekkürle mutlu olmayı içine sindirmiş bireylerle.

Arkadaşım isa Tekin’in eşi Gülseren’in gazetemize yazdığı bir yazıdan dolayı benden aldığı teşekkürde olduğu gibi. isa kitap yazdı, Gülseren zaman zaman yazı yazıp gönderiyor. Yazar-çizerlik yolculukları ile ilgili Ona espri yaptım ve şöyle dedim; “Bizi geçeceksin bu gidişle. Karı-koca yola çıktınız valla Gülseren..’’..Sonra ayıp mı ettim diye düşündüm, öyle değilmiş. Gülseren mutlu ve cevabı verdi, “Bu yorum çok hoşuma gitti sayfada görmek isterim’’ dedi.

Teşekküre karşılık teşekkür gibi bir şey.

O zaman bu ayrıntıları atlamamak lazım, yazmak lazım küçük mutluluk sahiplerinin büyük dünyasını. Çünkü ben onları onlar da beni anlıyor. Hesapsız, kitapsız, içtenlik var birilerinin küçük gördüğü o büyük dünyalarda.