Advert
Süreç ve Başbakanç™ın Karadeniz sınavı
Naci SAPAN

Süreç ve Başbakanç™ın Karadeniz sınavı

imralıç™dan başlayan çözüm süreci ile ilgili gelişmeleri toplumun tüm kesimleri büyük bir umutla takip ediyor.

Bu içerik 6435 kez okundu.

Toplumsal takipçiliğin varlığı sürecin ciddiyetine olan inancın ve beklentinin önemine de işaret ediyor.
Çözümler; tarafların görüşmeleri çerçevesinde varlığını hissettirebileceği gibi,  toplumun bütün kesimlerinde olmasa bile önemli bir kesiminin süreç ilerlerken vereceği destek, baltalamalara karşı koyacağı tavırda da ifadesini bulacaktır. Halkların bu konudaki toplumsal takipçiliği son derece önemli bir destek olarak varlığını hissettirdiği ölçüde, sorunun çözümü ile uğraşan siyasetçilerin ve kurumların da ellerini de güçlendirecektir.
BDP’li Milletvekillerinin HDP çatısı ile ilgili nabız yoklama turunun Karadeniz ayağında ortaya çıkan tablonun genel manada bir infiale dönüşmemesi sevindirici. Bunun yanı sıra Başbakan’ın grup toplantısında yaptığı konuşmayla bazı kesimlerin hiç de demokratik olmayan müdahale biçimlerine karşı koyduğu kesin tavır ve siyasi üslup, kendi adıma söylüyorum; son derece gerekli aynı zamanda etkiliydi. Özellikle CHP ve MHP ile ilgili ‘kafatasçı’ zihniyet eleştirilerini açıkça, arkasında dolanmadan net bir şekilde kamuoyuyla paylaşmış olmasının sürece ciddi bir katkı olduğunu da düşünüyorum.
Aynı şekilde, BDP’li Milletvekillerinin saldırılar karşısında metanetli duruşu, bu konuda gerilimli bir atmosfer yaratmamış olmaları, başbakan’ın sürece ilişkin üslubuna denkliği de, bundan sonraki karşılıklı üslubun birleştirici ve yapıcı olacağına dair ciddi bir işarettir.
Karadeniz Sınavı: Başbakan ve BDP’li Milletvekilleri için de geçilmiş sınav niteliğinde algılanması gereken Karadeniz olaylarının, CHP ve MHP adına Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak yazılıyor olması ülkenin gelecek demokrasisi açısından son derece önem arz etmektedir. Çözümsüzlüğe kapı aralayanların siyasi geleceklerini, halkların demokrasi ile taçlandıracağı ortak yönetim biçimlerinde nasıl tanımlayacaklarını şimdiden merak ediyorum.
AK Parti ülkenin ihtiyaç duyduğu merkez sağ misyonunu giderek sağlam temellere oturtuyor. CHP’nin merkez sol olma ihtimali ise giderek yok oluyor. ‘Atatürk’ün partisi’ argümanının arkasına sığınmaktan başka siyasi bir argüman geliştiremeyen CHP ve kadrolarının ‘siyasi pot’larının toplumu nasıl gerdiğinin tanıklarıyız. Önümüzdeki sürece uygun sol/sosyalist/sosyal demokrat boşluğu dolduracak bir parti izlenimi vermeyen CHP’nin yerini sanırım yenisiyle ihdas etmekten başka da yol görünmüyor.
BDP alt yapılı HDP’nin böyle bir adres olabilme ihtimalinden söz edebilir miyiz? Hep birlikte düşünmekten bir zarar gelmez sanırım. Neden olmasın.

DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Naci Görür’den deprem sonrası korkutan paylaşım
Naci Görür’den deprem sonrası korkutan paylaşım
Eş Başkan Şiyar Güldiken  davul zurna ile karşıladı
Eş Başkan Şiyar Güldiken davul zurna ile karşıladı