Birincisi; DTK başkanlık divanı üyesi olan milletvekili Altan Tan’ın, seçim sonrası yönetim belirleme sürecinden kaynaklı hoşnutsuzluk ve istifa kararı.

 

ikincisi; Başkanlık konusunda seçim sürecince adı hiçbir şekilde geçmeyen Ahmet Sayar’ın başkan olarak seçilmesi.

 

BDP ve DTK Mavi listeyi tüm kurum, kuruluş, araç-gereçleriyle genel ve yerel seçim atmosferi yaratarak destekledi. Sonuçta, siyasi geleneğin ağırlığı ile 12 gruptan galip çıkıldı. Seçim propagandası döneminde konuşulanlar, söylenenler, yapılacağı ifade edilenler bir tarafa, seçim sonrasındaki 3 günlük zaman diliminde neler olduğunu doğrusu çok merak etmeye başladım.

 

Kim, kime ne sözü vermiş, nasıl bir yol güzergâhı benimsenmiş, bilmiyoruz. Ancak, DTK Başkanlık divanı üyesi Milletvekili Altan Tan’ın bu konuya istinaden başkanlık divanından istifa etmiş olduğunu duyurması doğal olarak kafamızda soru işaretlerinin dolaşmasına zemin hazırlamış bulunuyor.

 

Başkan ve yönetim biçiminin nasıl olacağı konusunda 3 günlük zaman diliminde ne olduysa, olmuş. Sanırım Altan Tan’ı rahatsız eden bir durum var. DTK ve BDP tarafından desteklenerek çoğunluk sağlandığına göre, bu konuda yoğun çabalar sarf edildiğine göre yönetim biçimi ile ilgili ihtimalleri de oraya yakın olarak kafamızdan geçiriyorduk, ancak sonuç oraya hitap etmedi.  

 

Şimdi tekrar Altan Tan’a dönüyorum.

Çünkü çok önemli.

Açıklamadan kısa bir pasaj geçerek, durumun önemini anlamaya çalışmak gerek diye düşünüyorum.

 

Tan’ın açıklaması;

“Demokratik Toplum Kongresi’nin Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası meslek grupları seçimleri sonrasında oda yönetimini belirleme sürecinde Diyarbakır iş dünyasına verdiği sözleri yerine getirmemesi ve izlediği yöntem nedeniyle hayatım boyunca takip ettiğim sorumluluk ilkesi gereği Demokratik Toplum Kongresi Başkanlık Divanı’ndaki görevimden istifa ettiğimi, DTK üyeliğine ise devam edeceğimi kamuoyuna saygılarımla arz ederim.”

‘Diyarbakır iş dünyasına verilen sözlerin yerine getirilmemesi ve izlenen yöntem’ cümlesinden hareketle durumu irdelediğimizde, ortaya çıkan tablonun sağlıklı bir şekilde seyir izlemediğini anlamak mümkün.

 

Bundan sonra daha fazla yorum yapmak bize düşmüyor.

Toplumun kafasının rahatlaması için, bu konuya açıklık getirmesi gereken tarafların BDP, DTK ve Altan Tan olduğunu söyleyerek, konuya soru işaretli nokta koyuyorum?

 

Son noktayı biraz açıyorum; Seçilen başkanın seçim çalışmaları sırasında, görev süresi içinde uygulayacağı politikanın, projelerinin ne olduğunu bilmemiş olmamızda ayrıca Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasının geleceği için bir handikap.

Çünkü başkanlığı sürpriz oldu!