Advert
Yarasına Küsmüş insanların A–yküleri
Müslüm Üzülmez

Yarasına Küsmüş insanların A–yküleri

çœGücünü iradesiz iradelere borçlu olanlar ve bu güce tapan gönüllü köleler benim gibileri sevemezler.ç Erdinç Gültekin

Bu içerik 7699 kez okundu.

insanın ne zaman, nerede olacağı hiç belli olmuyor. Diyarbakır-Ergani’de annemin bahçesindeyim. Baharın yeşilliği her tarafı kaplamış, Mayıs ayının yüzü suyu hürmetine bahçede var olan bütün güzellikler çiçeklenmiş. Bahçe renklerin gökkuşağı sanki. Güneş ışıklarının bir oyunu değil de, renkler gerçeğin ta kendisi burada. Kelebek ve arıların renklerle dans edişleri ve renklerin yapraklara ve güllere taç oluşu insanı farklılaştırıyor. Gölgede kuşların sesini dinlemek, güller arasında gezinip renk ve kokularından sarhoş olup hayranlıkla eşsiz güzelliği yaşamak insanı çok güzel duygulara uçuruyor. Zaman unutuluyor. Böyle bir ortamda kız belli cam kristal bardaklarda demli tavşankanı çayları içmenin ve kitap okumanın tadı da bir başka oluyor. Erdinç Gültekin’in kaleme aldığı Sular Kararırken ve Benim Kâbuslarım adlı öykü kitaplarının tadını çıkartıyorum.

Bu öykü kitaplarını istanbul’da Nisan ayının başında Berfin Bahar dergisine uğradığımda derginin Genel Yayın ve Yazı işleri Yönetmeni ismet Arslan; “Abi, bu kitapların yazarı Diyarbakırlı. ilgini çekeceğini düşünüyorum” deyip vermişti. Kitapları aldıktan sonra Rusya’ya (St. Petersburg’a) gitmem girdi araya. Kitapları Ergani’de okumak kısmetmiş.
Kitaplarda yer alan öyküler teknik açıdan ve anlatım olarak güzel, cümlelerin içinde sözcükler çok rahat yerlerini almış. Sözcükler cümlede kopmuş düğme gibi durmuyor, anlam yüklenerek satır aralarında ya da sonlarında içimizi kanatan sorunlar peş peşe önümüze dizilmiş. Yazar bildiklerini bilmezden, gördüklerini görmezden gelememiş. insanın söyleyecek bir şeyleri olmalı deyip yoksun ve yoksul insanların perişanlığını, sıradan insanların yaşanmışlıklarını, insanlık hallerini, yani üzüntülerini, sevinçlerini, coşkularını, paylaşımcı yanlarını ve kıskançlıklarını, yalnızlıklarını, aşklarını, terk edilmişliklerini; başka bir deyişle kimsesizleri, işsiz güçsüz bir baltaya sap olamamışları, esen yele eşlik eden ıslık tutturanları, bunalımlar denizinde yüzenleri, ettiği küfürlerden yorgun düşenleri, kirli çamaşır gibi yere serilenleri, kızgınlığını kine dönüştürenleri, gözleri kinle dolanları, vicdanları hadım edilmişleri, çöpleri eşeleyenleri ve yanaklarından süzülen yaşın eşliğinde inceden gülümseyenleri anlatmış. Bazen de insancıkları ama daha çokta talihleri olmadıkları için talihlerine küfür eden insanları anlatmış: Kahramanlarının çoğu karamsardır. Birçoğunun gözünde “insan soyu, karga ile sırtlanların karışımıdır aslında.” Kötü ve gaspçıdır. (Sular Kararırken, s.9)
Kısacası, kitaplarda çoğu kez çıkara endeksli insanların sınıf ve cinsler arası ilişkileri didiklenerek hayatın her alanında var olan güçlü ile güçsüzün kavgası ve bu kavgada hakkını yedirmeme ve onurun koruması öyküleştirilmiş. insan, yaşanan mekân ve yerler, nesneler anlatılırken bazen uçlara savrulansa da anlatılmak istenen anlatılmış. Kusuru öykülerin biraz bira ve içkiye boğulmuş, bira ve anason kokuyor oluşudur. Yazarımız yazacağı öykülerde bundan sonra kahramanlarına fazla içki içirmese bence iyi olur. Ayrıca öyküler yer yer sanki siyasi bildirgeye dönüşmüş. Öykülerde siyasi konuların çok daha incelikli işlenmesi gerektiği düşüncesindeyim. Birde bir Çüngüşlü (Diyarbakırlı) olarak yazar şu veya bu nedenlerle izmir’e göç etmiş veya göç etmek zorunda kalmış ve kentin kenarında tutunmaya çalışanları da anlatsaydı hiçte fena olmazdı derim. Yazarımızın bunları aşacağını ümit edyorum.
Sözü edilmeyen, konuşulmayan şeyler kolay unutulur. Bazen de içten içe kanar. Acı verir. Yazarımız sözü edilmeyen, konuşulmaya değer görülmeyen, görmemezlikten gelinen insanlara dair şeyleri dert edinmiş. Yazarak yükünü hafifletmek isterken, yükünü daha da ağırlaştırmış. Gerçeklere tanıklık ediyor.
Erdinç Gültekin’in kitaplarını öykü tadında okudum diyebilirim.
***
Erdinç Gültekin kimdir?
Erdinç Gültekin, 1980 Diyarbakır-Çüngüş doğumlu olup, yaşamını izmir Karşıyaka’da sürdürmektedir. Sular Kararırken (2012) ve Benim Kâbuslarım (2013) adıyla iki öykü bulunmaktadır.
Künyesi:
1. Erdinç Gültekin, Sular Kararırken, Kora Yayın, istanbul, 2012, 92 sy.
2. Erdinç Gültekin, Benim Kâbuslarım, Kora Yayın, istanbul, 2013, 86 sy.
[Berfin Bahar Dergisi, Ağustos 2013, Sayı: 186.]
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Naci Görür’den deprem sonrası korkutan paylaşım
Naci Görür’den deprem sonrası korkutan paylaşım
Eş Başkan Şiyar Güldiken  davul zurna ile karşıladı
Eş Başkan Şiyar Güldiken davul zurna ile karşıladı