Kitap fuarına dün Soma damgası hâkimdi. 

Türkiye halklarının yüreğinin, beyninin gündemi SOMA olunca, elbette ki etkinliklerin de gündemi oluyor. 

Konuşmacılar, Soma’da yaşanan acılara vurgu yaptı. 

Soma’daki acıların paylaşılması adına yapılan vurguların dışında, konuşmalardaki önemli ve altı çizilmesi gereken birkaç başlığı daha sizinle paylaşmak istiyorum. 

 

Bir önceki fuarlara göre ziyaretçi sayısında yüzde 15, katılımcı sayısında ise yüzde 20 artış var. ilginin giderek artmış olması, kent ve bölge açısından son derece önemli. Fuar kültürü ile yeni tanışan bir kent olarak 5 yıllık bir zaman diliminde bu ivmenin yakalanmış olması elbette ki AMED’in kadim kültürüyle ilgilidir. 

 

Konuşmacılarda aynı öneme vurgu yaptı. 

Diyarbakır kitap fuarının, özgürlükçü, demokratik, çok dilli olma özelliği ile örnek olduğunun altı çizildi. 

Yani, Diyarbakır fuarı bir numara. 

 

25 Mayıs’a kadar 100 binin üzerinde ziyaretçi bekleniyor fuara. Bu rakam da son derece önemli, ancak fuarın içeriğindeki rakamlar da gözden kaçırılacak gibi değil. 

125 yayınevi var şu anda fuar alanında. 5 günlük süre içinde 60 kültür sanat etkinliği gerçekleşecek. 300 yazar kitap imzalayacak, söyleşi ve panellere katılacak. 

Soma vurgusundan sonra dünkü fuara asıl damga vuran son söz Yayıncılar Birliği adına konuşan Fahri Aral’dan geldi. Birleştirici kültürün bizleri, yani halkları buluşturacak olmasındaki anlamlı konuşması dikkate değerdi. 

Eş Başkan Gültan Kışanak, Kürtçeyi sökmeye çalışıyor. Dün fuardaki açılış konuşması çok iyi olmasa da, bu yönde ciddi mesafe aldığını gözlemledik. Son konuşmacı olarak Gültan hanımın hitabı da birleştirici ve bütünleştiriciydi. Soma’daki son acılarla coğrafyanın tamamında yaşanmış acıların ortak algı potasında buluşmasına yönelik sözleri, bu acıların bir daha yaşanmaması adına temennileri de dünün önemli argümanlarıydı. 

‘Sarı Hoca’nın kitaplarının, ismail Beşikçi Vakfı aracılığıyla ilk kez Diyarbakır kitap fuarı ile buluşması da önemli ve anlamlı oldu. ismail hocanın tüm kitaplarını bir arada görmek demek ki nasip olabiliyormuş. Tüm yasaklara, yasaklanmışlıklara karşı verilmiş mücadeleler sonucu ortaya çıkan böyle tablolar gelecek için umut veriyor. Hoca’nın şahsında bu mücadeleyi verenlere sonsuz teşekkürler..