Hükümet kanadından da imralı’dan da çözüm süreci ile ilgili yeni gelişmelerin olacağı yönünde bilgiler geldi. Yol kesme, alıkoyma, karayollarına hendekler kazma gibi eylemlerin olduğu bir dönemde her iki kanattan gelen ‘olumlu gelişmeler olacak’ mesajlarının toplumsal yansımalarını önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay bir TV programında şöyle dedi; ‘BDP’lilerle görüştük, daha somut, tarihleri belli, sona doğru gidiş için yol haritası, bunun üzerinde çalışıyoruz. Çözüm sürecinde bir tıkanma yok.’
HDP heyetinin Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmeden sonra yapılan açıklamalara bakıyoruz; Öcalan’ın da yeni gelişmelerin olacağı yönünde yaptığı vurgulardan, devlet heyeti ile /bazı çekincelere rağmen/ortak bir buluşma noktasına gelindiğini görüyoruz. Yürüyen sürecin olumlu bir şekilde sonlandırılması konusunda tarih ve takvimin tartışılmış olması gelinen aşama açısından dikkatle incelenmesi gereken bir durum.
Sürecin olumsuz anlamda sona ereceği gibi bir algının toplumda tedirginliğe yol açtığı bir dönemde hükümet kanadından süreçle ilgili birinci dereceden sorumlu Beşir Atalay’ın açıklamaları ve ardından imralı’dan gelen mesajları masaya yatırdığımızda ortaya çıkan ortak tavrın ‘provokasyonlara dikkat’ içerikli olması ise ayrıca üzerinde durulması ve tartışılması gereken bir durum.
‘Bölünmemenin teminatı Kürtlerdir’
Çözümlerle ilgili süreçlerin çok kolay olmadığını dünyadaki örneklerinden de biliyoruz. Ortadoğu’daki gelişmeler ve yeniden dizayn çalışmaları, uluslararası dengeleri de Kürt meselesine ve çözüm sürecine endeksli olarak düşündüğümüzde, bir kez daha hiç kolay olmadığını/olmayacağını bilerek durumu gözlemekte yarar var. Abdullah Öcalan ve Beşir Atalay’ın verdiği mesajlarda da bu içeriği yakalamak mümkün.
Öcalan’ın özellikle bazı kesimlerin sürekli gündemde tutarak toplumu rahatsız eden ‘Bölünme’ paranoyasını ‘ilga’ eden görüş ve düşünceleri son derece önemli. Savaş çığırtkanlığı olarak tanımladığı bu paranoyaya karşılık, Kürtlerin bölünmemenin teminatı olduğuna yaptığı net vurguyu, çözüm sürecinin de sağlıklı yürümesinin bir teminatı olarak algılıyoruz.
Öcalan’ın bu konuda söyledikleri son derece önemli.
Sırrı Süreyya Önder’in aktarımından bir kez daha birlikte okuyalım; “Herkes, Türkiye halkı bilmeli ki, bu ülkede bölünmemenin, bir arada yaşamanın tek teminatı; Kürtlerin iradesidir ve bu konuda samimiyet ve tutarlılıklarını defalarca kanıtlamışlardır. Türklerin büyük barışımızın etrafında kenetlenmesi ve bu spekülasyonlara itibar etmemesi gerekiyor. Bunların hiç biri, bölünme paranoyası üzerinden siyaset yapanların hiç biri yerli değildir. Bunlar hep uluslar arası angajmanların ajandaları ile çalışıyorlar.’’
Bu durumda;
Provokasyonların adresi; Uluslar arası angajmanlar
Çözümün adresi ise; Türkiye halklarının iradesi ve iç siyaset oluyor.
Öcalan, net adresler vermiş ve ‘yola devam’ diyor.