Orman Su işleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve meclise sunulan, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Taslağı üzerindeki TBMM Çevre Komisyonu çalışmalarında ilk 5 madde oylandı.
1. Oylanan maddelerde, neticesi "onbinlerce hayvanı ölüme götürecek" olan, sahipsiz kedi ve köpekleri de DENEY'e yollayacak kararlar alındı.
2. Daha önce ki, Sayın Başbakan tarafından durdurulan ilk yasa tasarısında yer alan ve on binlerce köpeğin öldürülmesi demek olan adı DOĞAL PARK olan tecrit kamplarının adı bu kez "Besleme Noktaları" olarak değiştirildi. Biz hayvan hakları savunucuları biliyoruz ki; besleme noktaları adı altında yine hayvanlar toplanacak, açlık ve ölüme gönderilecektir. Osmanlının son döneminde istanbul'da 50 000 köpek ingilizler istiyor diye "Hayırsız Adaya" gönderilerek ölüme mahkum edilmişti. Bu yasa tasarısı kanunlaşırsa, yüzyılın "ikinci büyük Hayırsız Ada katliamı" yaşanacaktır.
3. Türkiye'de hayvan deneylerinin, gerçek anlamda bilimsel araştırma için değil, üniversite mensuplarına "Akademik Kariyer" sağlamak için hayvanlara uygulanan bir işkence olduğu bilinen bir gerçektir. Bizler, fareleri, tavşanları, domuzları bu işkenceden kurtarmaya çalışırken, Orman Su işleri Bakanlığı çıkardığı DENEY YÖNETMELiĞi ile ve sonra da onu bu yasa tasarısı ile destekleyerek "sahipsiz kedi ve köpeklerin de" üzerinde deney yapılmasının yolunu açtı. Hatta bizim sahipsiz kedi ve köpeklerimiz, bu yönetmelik ve yasa ile, deneylerde kullanılmak üzere aynı zamanda ihraç da edilebilecek.
4. Petshoplarda kedi-köpek satışı yasaklanmasına rağmen, üretimin kontrol altına alınmasına yönelik hiç bir tedbir taslakta yoktur. Bu durumda, kedi ve köpekler merdiven altlarında ve denetlenmeden, ruhsatsız üretim çiftliklerinde gözden uzak daha kötü şartlarda üretilmeye devam edecektir.
5. Yunus Parkları'na yasak önerisi verilen bir önerge ile kaldırıldı, tamamen serbest bırakıldı. . Yunus terapisinin iyileştirici özellikleri olmadığı bilimsel raporlarla kanıtlandığı halde, bu parklarda "sağlığa iyi geliyor" gerekçesi ile yunuslar hapsedilip acı çekmeye devam edecektir.
Komisyonun 19 Haziran Perşembe günü yapılan ikinci toplantısında ise, kalan maddeler için görüştü.
Bu tasarı kanunlaşırsa, 2004 yılında Cumhuriyet Tarihinde ilk kez Hayvanları Koruma Kanununu çıkarma başarısını gösteren AK Parti ve hükümeti, hiç hak etmediği halde maalesef "yüzyılın en büyük kedi-köpek katliamının" sorumluluğunu almış olacaktır.
Bizim beklentimiz, geçen defa olduğu gibi Sayın Başabakan'ımızın tasarının bu şekli ile çıkmasını da engellemesidir.
Yani, hayvanları yok etmeye yönelik bu yasa tasarısında son umudumuz Sayın Başbakanımızdır.
HAYTAP olarak, 17 Haziran Salı günü saat 13:00 de tüm yurtta eş zamanlı olarak, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'a çağrımızı içeren "Sayın Başbakanımız, son umudumuz sizsiniz, katliam getirecek bu yasa tasarısına dur deyin" başlıklı basın açıklamamız oldu.
Sesimizi Sayın Başbakanımızın duyacağına ve bu katliama izin vermeyeceğine tüm kalbimizle inanıyoruz.