Beyaz ata binmiş bir gelindir Antakya. Türkiye’nin en Güney’inde yer alan bir asrın devrimidir.
Asi nehri kenti tam orta yerinden ikiye bölmüştür. Bir zamanlar Asi nehrinden medeniyet akarken şimdilerde kirli hayallerin faşist terini sürüklemektedir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kozmopolit kentlerinden birisi olan Antakya, çok uzun bir süre boyunca bir arada yaşamayı öğrenmiş, etnik kökenleri, dinleri farklı birçok topluluğa ev sahipliği yapan bu kent UNESCO (BM Eğitimsel, Bilimsel ve Kültürel Organizasyonu) barış kenti adayı olmuş ve ikinci kent seçilmiştir. (UNESCO Sekretaryası bu kategori dahil 8 ödül uygulamasına son verdiğini duyurmuş, ancak şehirlerle ilgili bir veri tabanı oluşturmuştur). Çok kültürlü yapısını tarih boyunca korumuş olan ilde aynı ulusa mensup birden fazla dini cemaat bulunmaktadır. Sünni Türklerin yanında Sünni Araplar, Alevi Araplar(Nusayri), Süryaniler, Katolikler, Ortodoks Rumlar, Protestan Araplar, Maruni Araplar, Ermeniler, Yahudiler, Gürcüler ve diğer küçük topluluklar Hatay'ın çok kültürlü yapısının dinamiklerini oluştururlar. Örneğin Samandağ ilçesi çoğunluk olarak Nusayri Araplardan oluşurken, Altınözü ilçesi hem Sünni Arap hem de Türk Müslümanlardan ve Süryanilerden oluşmaktadır.
HAYTAP – Hayvan Hakları Federasyonu 7.Ulusal temsilciler toplantısına ev sahipliği yapan bu kent, Anadolu’nun bir çok şehrinden gelen ‘’Yaşam Hakkı Savunucularını’’ bir araya getirdi. Yönetim Kurulu üyemiz sn.Ufuk Bayraktar’ın girişimleri sonucu hayata geçen bu organizasyon Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Lütfü Savaş, Başkan yardımcısı Mehmet Çaparali ve HAYTAP Genel Başkanı Nesrin Çıtırık işbirliği ile gerçekleşmiştir.
Her saniyesini dolu dolu geçirdiğimiz bu programda benim için çok önemli anlar yaşandı. Cumartesi günkü ilk sunumumda sahneye fırlayarak bana Mezuniyet sürprizi yapan değerli büyüğüm sn.Gül Durulan Turan bana Moskova’da almış olduğu saati hediye ederken çok duygusal bir karenin içinde bulundum. Kendisine şükranlarımı iletiyorum.
Bir kez daha anladım ki gerçekten HAYTAP; bir ailenin Anadolu ve Trakya ya yayılmış parçalar bütünüdür. iyi ki bu ailenin bir ferdiyim. insanların; dillerini, dinlerini, renklerini dikkate almadan kucaklayan bu ailenin ebeveynlerinin hepsi ayrı ayrı bir değer yargısıdır. Hepsini çok seviyor ve bu mücadelede onlarla yürüdüğüm için gurur duyuyorum.
Beni ailemle tekrar buluşturan değerli abim sn.Ufuk Bayraktar, Organizasyonda alın teri döken sevgili Timur abim, ibojan, Pınar, Ela, Ceren, Ali hepinizi çok seviyorum. Çok teşekkür ederim.
Hep birlikte daha özel günlere…
‘’Can Dostlarımız için Lütfen Bir Kap Su, Bir Kap Mama’’