Çözüm sürecinin kalıcı olması için Ak Parti Diyarbakır'da "Yeni Türkiye'nin Açılan Kilidi: Çözüm Süreci Çalıştayı" düzenledi.
Bu çalıştayda çözüm sürecinin bozulmaması, kalıcı olabilmesi için yasal zemine oturtulması gerektiği anlatıldı.
Son olarak Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Romanya'nın başkenti Bükreş'te basın mensuplarına yaptığı açıklamada; "çözüm süreci için çerçeve yasanın hazır olduğunu ve kısa sürede yasa tasarısının Meclise sunulacağını" ifade etti.
Bu açıklama doğrusu herkesin ne olacak? Diye endişe ile beklediği çözüm sürecine yeni bir ivme kazandıracak.
Tabi yasanın içinde neler var?
Bilinmez ama yine de çözüm sürecinin kalıcı olabilmesi için yasal bir zemine ihtiyaç vardı. Bunun gerçekleşecek olması Kürt meselesinin silahsız bir biçimde çözümlenmesini de sağlayacak.
Çözüm sürecinin sekteye uğraması ya da bozulması için bin bir türlü oyunlar oynandı, provokasyonlar gerçekleştirildi, bu uğurda kışladan Türk Bayrağı bile indirildi!
Ama sağduyu galebe çaldı ve bunun bir oyun olduğu kısa sürede anlaşıldı.
Çözüm sürecinin yazboz tahtasına dönüşmemesi için başından beri istenilen tek şey yasal düzenlemelerdi.
Nitekim bu işin çerçevesi hazırlandı ve ‘çerçeve yasa' diye adlandırılan çözüm süreci ile ilgili yasa, önümüzde ki birkaç gün içinde Meclis alt komisyonuna gelecek, burada görüşülecek, düzenlemeler ve eklemeler yapılacak, ardından Milletvekillerinin oylamasına sunulup, Cumhurbaşkanının imzasına gönderilecek.
Çerçeve yasanın içinde muhakkak ki somut ayrıca Kürt meselesinin çözümüne katkı sunacak ciddi maddelerin yer alacağını tahmin edebiliyorum Başlangıç için bu gerekliydi ve Ak Parti elini taşın altına koyarak bunu da yaptı.
Tek kelime ile bravo?
Öncelikle fikrini yüksek sesle söylemeye çalışan düşünce suçluları Cezaevinden çıkacak, Kandil'de bulunan ve Türkiye'ye gelmek isteyen PKK'lilerin yurda dönmeleri için düzenlemeler yapılacak.
Dağdan indirmek için bazı güvenceler sunulacak. Konu bir nevi kısmi af kapsamı olarak ele alınacak.
Ayrıca imralı ile yapılan görüşmeler ile müzakereler resmi statü kazanacak.
Öcalan'ın gelecekte serbest kalabilmesi için ön adımlar atılacak.
Özgürlükler daha da artırılacak, anadilde eğitim hakkının bir lütuf değil bir hak olduğunun çerçevesi çizilecek.
Tüm bu olumlu gelişmeler yaşanırken ayrıca her zaman olduğu gibi muhalefetten de aykırı sesler çıkmaya başladı.
Yok efendim bu yasa ülkeyi bölecekmiş, yok efendim Güneydoğu PKK'ye teslim edilecekmiş!
Böyle bir şeyin olması kesinlikle mümkün değil, olamaz da?
Ama muhalefet bu ya illa da burnunu sokacak ve karıştırmaya çalışacak.
Asıl ayrımcılık yapan ve ülkeyi bölmek isteyen işte bu zihniyet?
1.5 yıldır insanlar ölmüyor ve bölgede huzur hakim.
Kim bundan zarar gördü?
Kimse görmedi aksine fayda gördü.
Ama bundan rahatsız olanlar kimler?
Her zamanki gibi muhalefet yapmaya çalışan milliyetçi kesimler?
illa da bölgede kan ve gözyaşı aksın diye 80 yıldır direten bu insanlar artık devletin içinde barınamamanın ezikliğini ve huzursuzluğunu yaşıyorlar.
Geçmişteki karanlık günleri Türkiye'ye bir daha kimse getiremeyecek ve kardeş kardeşi birbirine kırdırmaya kimsenin gücü yetmeyecek?