Son zamanlarda basın-yayın yoluyla haberlerde takip ettiğimiz 21.yüzyılın ölümcül hastalığı; Bonzai.
22 yıllık yaşamım boyunca bir çok ölümlere şahit oldum. Trafik kazaları, Kanser, Yanık, Yaşlılık, iş kazası gibi bir çok ölüm çeşidine şahit oldum. Ama hayatımı en çok etkileyen ölüm türü Lösemiydi.
Lösemi hastalığı özellikle genç yaşlarda ölümlere götürdüğü için beni çok derinden sarsıyordu. O yüzden minik bedenlerde yer alan bu hastalık beni bir başka dünyaya götürüyordu.
Uzun dönem Lösemili Çocuklar Vakfını takip ettim. Benim için o kadar özel bir yere sahiptir ki bu çocuklar, anlatamam.
Çünkü kuzenim 21 yaşlarındayken lösemi oldu ve çok kısa bir süre içerisinde yaşama veda etti. Bunun acısını yaşadığımdan dolayı Lösemili ailelerin hasta evlatları için nasıl çırpındıklarını biliyorum. Onların hangi acıları çektiklerini, her gece uyumadan önce nasıl yalvarırcasına dua ettiklerini biliyorum.
işte bu üzüntüler yetmiyormuş gibi bir de yeni çağın yeni hastalığı başımıza çıktı. insanlar nereye doğru gidiyor anlamıyorum.
Anne babalar kendi ego savaşlarından çocuklarının durumlarıyla ilgilenmez hale geldiler. Bonzai ve diğer uyuşturucuların kullanım yaşı ilk okullara kadar indi. Bu konuda ciddi devlet adımlarının olması gerekiyor. Yerel yöneticiler, idari amirler bu konularda derhal çalışmalara başlaması, çalışmaları olan amirlerin devam ettirmesi gerekmektedir.
Bizler ekolojik, ekonomik, sağlıklı- hayatın her alanında sürdürülebilirlik bir yaşam istiyoruz.
Anneler, babalar yalvarırım bu çocuklarınıza sahip çıkın. Çocuklarınızın kimlerle arkadaş olduklarını, kimlerle takıldıklarını, hangi ortama girdiklerini kontrol edin. Denetleyin evlatlarınızı. Hiçbir şeye üzülmüyorsanız onları 10-11 yaşlarına getirene kadar vermiş olduğunuz emeklere acıyın.
Canlı yaşamda her gün bir can alıyor. Sağlıklı gençler dalından kopartılmış güller gibi soluyor. Genç yaşta Bonzai sonucu ölüyorlar.
Kimyasal uyuşturucu maddesi bonzai, art arda gelen sarsıcı ölüm haberleriyle gündemin baş sırasına oturdu. Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencisi 20 yaşındaki O.K’nin acısı daha tazeliğini korurken Antalya ve Sakarya’dan iki farklı ölüm haberi daha geldi. istanbul ve Bursa’daki ölüm vakaları halkın sabrını taşırmaya yetti.
Uzun süreli bonzai kullanımı, kişinin beyninde, kalp damarlarında ve akciğerlerinde ölümcül tahribatlara yol açıyor. Kullanıcılar, birden bire kilo kaybediyor, iştahları kapandığı için metabolizmaları altüst oluyor. Sürekli kullanımda kişiye biçilen (tahmini) azami ömür beş yıl. Bonzai kullanımıyla birlikte ani ölümlerin artığını görebiliyoruz.
Genç ölüm vakalarında gözle görülür bir artış yaşanıyor. Gençler, ani kalp durması ya da kalp krizi tanısıyla acillere getiriliyor. Daha geçtiğimiz hafta 19 yaşında bir genç, benim çalıştığım üniteye getirildi. Kalp ana damarı yüzde 100 oranında tıkanmıştı. Ben ilk kez böyle bir olaya şahit oldum. Genç son yıllarda aşırı derecede bonzai kullanmaya başlamış. Hastayı maalesef kurtaramadık. Bu ölümlerin birçoğu da basına yansımıyor. 50-60 yaşında görülen kalp hastalığı belirtileri, bonzai ile 20’li yaşlara düştü.
Önlem alınmazsa önümüzdeki yıllarda genç ölüm vakalarında ürkütücü bir artış yaşanabilir.
Yalvarırım sesimi duyun, akranlarıma sahip çıkın. Gençlerimiz yeni yaşamlarını inşa etsinler, bonzai denen cani ölüme teslim olmalarına o hatayı yapmalarına izin vermeyin.