Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; fakat O’na sadece sizin tâkvanız ulaşır.
Yüzyıllardır gelenek haline dönüşen Kurban bayramı ve bayramda işkence ile acımasızca katledilen hayvanlar ‘’Kurban’’ sıfatı altında buzdolabına ‘’Kavurma’’ olarak girmekten hiçbir zaman kurtulamadı.
Yüce islam dininin mensupları Ramazan-ı Şerif’in hürmetine tuttukları Oruç üzerine aradan 2 ay geçtikten sonra bir hayvanı kurban ederek Allah-u tealaya yakınlaşıyorlar.
Hiç kimsenin dini inanışına karşı değiliz, saygı duyarız elbetteki. Hele ki Cenab-ı hakkın bize sunduğu sonsuz güzellikler sofrası kainatta onun gönderdiği Kitap ile hareken eden tüm mümin kardeşlerimizin her daim yanındayız. Din kardeşiyiz.
Lakin ülkemizin en acı gerçeği olan ‘’Kurban bayramını katliam ve kan gölüne çevirme merasimi’’ bizleri her bayram olduğu gibi bu bayramda büyük bir acıya koyuyor.
Kimileri sokak ortasında acımasızca tekmeleyerek, iğne ile uyutarak ve hatta tüfek ile vurarak yere devirdiği hayvanı çocukların gözü önünde boğazlayarak işkence içinde, acı çektire çektire öldürüyor.
Daha sonra tekrar ‘’Kurban’’ sıfatı arkasına saklanarak iyi tarafını buzdolabına kavurma olarak koyuyor, kalan kemikli ve diğer kırıntı kesimlerini de fakir aile olarak gördüğü kendi akrabalarına dağıtıyor.
Oysa islam ilimcilerimiz ‘’komşusu aç iken hacca giden bir insan bile mutlaka mahşerde sorgulanır.’’ Diyorlar.