Bütün bu olan bitenlerden sonra ne söylenmesi gerekir diye düsünüyoruz.

Düsünüyor ve soruyoruz;

Çözüm süreci yürüyor mu?

‘Yürüyor’ yâda ‘yürümüyor’ diye iki ayri cevap alabiliriz.

Ikisi de cevap; ancak kimi ne kadar, ne derece tatmin eder bilemiyorum. 

Bütün bu olan bitenlere tek sebep KOBANE mi?

Bence degil

KOBANE, tasmasi beklenen bardaktaki son damla sadece.

Ve her seyin gerekçesi artik.

AK Parti politikalarinin oyalama ve uyutma oldugu uzun zamandan beri biliniyor olmasina ragmen yürüyen sürecin sikintiya düsmemesi için kerhen bir yol yürüyüsü vardi. Zaman zaman esen sert rüzgârlar bir sekilde yumusatiliyordu.

Son olanlardan sonra ortam biraz yumusar mi?

Mutlaka yumusar, ama nasil?

Türkiye’de herkesin merak ettigi; bundan sonrasinin ne olacagi.

Sorunsuz, gayet iyi yürüdügü söylenen, gelecek için umut veren bir süreç vardi. 

Simdi yürüyüp yürümeyecegi konusunda tereddütler var ve bu durum toplumu giderek tedirgin ediyor.

Bu tedirginligin ortadan kalkmasi için mutlaka bir seylerin yapilmasi gerekiyor. Bu görev; çözüm süreci ile ilgili sorumluluk üstlenenlerindir. 

AK Parti ve HDP bu sorumlulugun birinci derecede iki ayri unsurudur. 

Toplumu çözüm ve baris sürecine davet eden, sahip çikilmasini isteyenler, bu konuda birlikte yol yürüyüsü gerçeklestirenler, simdi farkli güzergâhlara saparak gelinen asamayi askida tutamazlar.

Çünkü çözüm süreci bir saat, bir gün dahi askida sahipsiz birakilacak kadar önemsiz degildir. Kimse arkasini dönerek, hiçbir sorumluluk üstlenmeyerek çekip gitme, çözüm kapisindan geri dönme lüksüne sahip degildir.

Kandan arinmis bir baris sürecinin üzerine kan damlamis olmasini hiç kimsenin tasvip etme gibi bir lüksü de olmayacagina göre, bundan sonraki zaman diliminin son derece önemli oldugunu konusmak ve uygulamasinin nasil olmasi gerektiginin bilincinde olmak gerekiyor.

Dünkü görüntüler, 12 Eylül 1980’i hatirlatti. 

Diyarbakir sokaklarinda tanklar, askerler dolasiyordu. 

Bu tablo özgürlük arayisi içinde olan Kürtlere de Türkiye Cumhuriyeti Devletine de yakismadi. Türkiye halklari bu tabloyu daha önce yasadi, bedelini agir ödedi. Tekrar edilmek istenen eski/ayni tablodan aci verecek sonuçlarin çikmamasi için hepimize sorumluluk düsüyor.