Kandil’deki yöneticiler medya ile sürekli röportaj halindeler.
Toplumu bilgilendirmek adına son derece doğru ve olması gereken bir durum. Ancak, son 6 aydır röportajlara, yapılan açıklamalara baktığımızda;
Konu başlıkları ve içerik açısından çok fazla değişiklik göremiyoruz.
Nedir konu başlıkları ve içerikleri;
AK Parti iktidarının eksik ve yanlış politikaları,
Çözüm-barış sürecinin sabote edilmesi,
iktidarın kandırma modelleri, sözünü yerine getirmemesi.
Çözüm sürecinin her an sona erebileceği gibi söylemler.
Aynı başlık ve içerikler iktidar tarafından da hayatımızın bir parçası konumunda.
Onlarda aynı başlıklar altında karşı suçlamadalar ve aynı şekilde haklı olduklarına dair bir koruma kalkanı oluşturuyorlar.
iki tarafta kendine ait haklılık temelinde bir koruma kalkanı oluşturmuş, karşılıklı ‘Tehdit’ ile çözüm arayışı içindeler! iktidar edenlerin iktidarlarının devam değirmenine su taşımak için ürettiği bu argümanlar, toplumun genelini irite etmiş durumda.
Taraflar karşılıklı kandırılma suçlamaları yapıyorlar, ancak gözden kaçırdıkları çok önemli bir şey var ki; O da toplumun kendini kandırılmış olarak hissetmiş olmasıdır, ne olacak sorusunu sürekli gündeminde tutmasıdır.
Koruma kalkanı olmayan halk tartışılmasın, çözülmesin demiyor, havanda daha fazla su dövülmesin istiyor. Çünkü su, havanı dövenlerin değil halkın üzerine sıçrıyor.
iki tarafta; ‘Sorun yok, görüştük, görüşüyoruz, ülkenin en can alıcı sorununu çözüyoruz’ demişti, toplumdan da ‘çözüm kredisi’ almıştı. Aradan 3 yıl geçti, iki tarafta henüz o kredinin ilk taksitini topluma geri iade etmiş değil.
Toplumun, Türkiye halklarının haklı beklentileri var.
Medya üzerinden yapılan sanal savaş var. Bu durumun gerçek savaşın gerçek barışa evirilmesine bir faydasının olmadığı, olmayacağını çok net biliyoruz.
O nedenle kandil mi medyatik, iktidar mı medyatik sorusunun yanıtını arıyoruz!
AK partinin derdi kendi iktidarıdır ve parti devletidir.
Kandil ve onun gibi halk temelli organizasyonların derdi böyle değil, zaten böyle de olmamalıdır.
Dert nedir, ne olmalıdır?
Halkın/halkların iktidarıdır, devletidir.
Uzun vadede avantaj halklarda ise, kısa vadenin paniğine kapılmamak en doğrusudur.