Son günlerin tartışma konusu; HDP’nin parti kimliğiyle seçimlere girme kararıdır. Çıkması muhtemel böyle bir karar, AK Parti’ye son bir şans olarak değerlendiriliyor. 

Nedeni de zaten çok açık bir şekilde konuşuluyor. 

Yüzde 10 barajı aşılamayacak, AK Parti 400 Milletvekili ile tek başına yasa değişiklikleri yapacak gücü elde edecek. Bu noktadan itibaren çözüm süreci nihayete erecek. 

Nasıl nihayete erecek?

Bununla ilgili net bir sonuç söylemek mümkün olmamakla birlikte, olumlu sonuçlanacağı yönünde sinyaller veriliyor. Meselenin bu ahvalde tartışılıyor olması farklı görüş ve bakış açılarını da gündemleştiriyor.

Kürtler AK Parti’ye son bir şans mı tanıyor?

Bu önemli sorunun bir tek cevabı yok

Çoklu cevap alınması gereken bir soru var karşımızda. 

HDP, Kandil, imralı böyle bir şansı vermenin sorumluluğunu yüklenebilir mi?

Bunu konuşmak, tartışmak gerekiyor.

Böyle bir şansın hitap edeceği sonuçlar; olumlu ya da olumsuz olabilir. 

Kürtlerle ilgili meselenin seçim malzemesi yapılmaması gerektiği konusundaki ortak görüş, sadece sıradan yurttaşın görüşü değil, bu düşünceyi Abdullah Öcalan’da Kandil’deki sorumlularda defalarca dile getirdi.

Bunların hiç birinin söz konusu olmadığı, HDP’nin zaten yüzde 10 barajını aşacağı yönünde görüş ve düşüncelerde var. Böyle olacağı düşünüldüğü için de diğer senaryoların tartışılmasının bir değerinin olmadığı sonucu çıkıyor ortaya.

Her iki durumda da; Özelde Kürt siyasi hareketinin, genelde Türkiye halklarının, demokrasi güçlerinin ortak değeri olarak sunulan HDP’nin omuzlarındaki ağır sorumluluktan kaynaklı sınavın sonuçlarının nasıl olacağı şimdiden merak konusu.

2015 seçim sonuçları; herkes için son seçim, son sınav olacak.

Ondan sonrası, sandıktan çıkacak sonuçlara göre değerlendirileceğine göre şimdiden yapacağımız değerlendirmeler sadece tahminler doğrultusundaki analizler olacaktır. 

Bu analizleri şimdiden yapmak doğru mu değil mi?

Demokrasi adına, ülkenin geleceği adına, birlikte yaşamın kaygıları adına tartışılmasında yarar var diye düşünüyorum. Alternatifleri tartışmak, konuşmak yurttaş olarak hepimizin sorumluluğunu gerektiriyor. Zaten bizim/Bizlerin tartıştıkları bir sonuç değil, son nokta değil.

Bütün hallerde AK Parti iktidarına güven duyulacak mı, duyulmayacak mı?

Tartışmanın, değerlendirmelerin ana teması bu olursa 2015 seçimleri için verilecek kararın daha sağlıklı olacağını düşünenlerdenim.

Bugünlük meseleyi bu kadarla sınırlı tutmak istiyorum. 

Gelişmelere ve günlük gündeme göre bu konudaki bakış açımızı ve yurttaşın ne istediğini yansıtmaya devam edeceğim.