Cesaret insani bir değerdir, ancak bu değeri yerinde kullanırsanız saygınlığınız artar, kamuoyundan onay alırsınız, fakat kontrolsüz kullanırsanız insani değeriniz erozyona uğradığı gibi bir de insanlığın dualarından da mahrum kalırsınız.
Arkadaşına bağırıp çağırmak, komşusuyla hır gır çıkarmak, okulda öğretmeniyle ağız dalaşına girmek, iş yerinde bağırıp çağırırcasına yüksek sesle konuşmak insanı ikinci kalite durumuna getiriyor.
Kavga gürültü çıkarmak, orta yere küfür söylemek, ulusal organizasyonlarda huzur bozucu faaliyette bulunmak ucuz kahramanlıktır.
Diyarbakır sporun adını Amed spor yapmakla kendine bir değer kazandıracağını tahmin edenler yanılıyorlar. Önemli olan bir Amed insanının özelliklerini hayata geçirmektir.
Madem şehrimizin tarihi sahipleniyorsanız bari doğru sahiplenin.
Amed insanı,
Hoş görülüydü,
Cesaretini kontrollü kullanmayı bilirdi,
Edep ve namus anlayışı dillere destandı,
Ayaline hem hal, komşusuyla barışıktı,
Helal lokmanın değerini bilirdi,
iş yerini besmeleyle açar şükürle kapatırdı,
Peki biz bu özellikleri ne kadar yaşatabildik? 
Eğer bu ve benzeri saygın değerlerimizi gün yüzüne çıkarmazsak fahişe bir kadına Afife demek nasıl ki işe yaramıyorsa Diyarbakır’a Amed demek de o düzeyde anlamsız olmaz mı?
Halkın içindeyiz, esnafı, memuru dinliyoruz, Bazı söz ve ahvalden memnun değiller. 
Neden mi?
1-Siyasi yaklaşımlarla göz boyamaktan,
2-Belediyenin bedel ödedin mi ödemedin mi sorusuna cevap arayarak ayırım yapmasından,
3-Esnafın kepenk kapanmasından,
4-Yüzü gözü kapalı birilerinin vakitli vakitsiz şehrin bazı sokaklarında dolaşmasından,
5-Gençliğin kuru gürültü ve vurma kırma için serseri mayın gibi hazır olması,
6-Belediyenin şehrin huzur ve zenginliğine yönelik yetiştirici faaliyetlerde bulunmayışı,
7-Barış sürecinin göz önünde ilerlemesine rağmen moral bozucu söz ve davranışların şehrimizde yer yer boy göstermesi
Daha yazmaya gerek var mı bilmiyorum ama bildiğin şu ki, Diyarbakır insanı mutsuzdur, rahatsızdır, “ya sabır diye” olup biteni sabırla seyr ediyor ama eğer sabrı taşarsa Amed’de yanlış yapanlar yirmi dört saatte şehri terk etmek durumunda kalacaklar.
Lütfen bu şehre sıkıntı vermeyin, bu şehrin tarihi bir misyonu var, buna leke getirmeyin sevgili vatandaşlarımız!
tabi bu sıkıntıları çıkaran yabancı uyruklular da yok değil, onlara da diyorum ki artık yeter! 
Lütfen siz de memleketinize gidin olmaz mı?
Her şey barış ve huzur için sloganınız olsun e mi?