Ne çektiysek sahte siyasetçilerden çektik! Malum, hangi renk ve desende olurlarsa olsunlar, genel hatları ile iki tür siyasetçi vardır. Birincisi, siyaseti millete hizmet için şiar edinen ve bu uğurda varını yoğunu, hatta canını ortaya koyan kıymetli vatan evlatlarıdır. Bunlara bir diyeceğimiz olamaz; bunların sayılarını Allah artırsın! Zira, kibrit-i ahmer gibi çok az bulunuyorlar! Bizim derdimiz, siyaseti; milleti kandırarak yapan, daha açık bir ifadeyle yapar gözüken ve siyaseti tam bir geçim kaynağı telakki eden sahte siyasetçilerledir. Bunların niyetleri millete hizmet olmadığından, bunlar için parti isimleri o kadar mühim değildir. Nerede fırsatını bulurlarsa, kapağı oraya atarlar. Kraldan fazla kralcı olan halleriyle, bugünkü siyaset yapılanması içinde kolayca yukarılara tırmanırlar. Parti yöneticisi olmaları bile işten değildir. Değilse, mevcut başkanların etrafında, derhal bir çember oluştururlar ve kendi zihniyetlerinden başka oraya kimseleri yaklaştırmazlar!
Bu tip siyasetçiler, iktidarlarında eyyamcıdırlar; günlerini gün ederler, mümkün olduğunca iktidar nimetlerinden faydalanırlar. Memleket ve millet meseleleri üzerine asla kafa yormazlar. Zaten yoracak kafaya sahip değillerdir. En iyi becerdikleri iş,parti yetkililerine yağdanlık, iş ve ihale takipçiliğidir! Bu tür siyasetçinin esas görevi, milletin gözünü boyamak olduğundan; partinin il ve ilçe kongrelerinde boy göstermek ve bütün hünerini buralarda sergilemektir. Çünkü, orada hem parti delegelerinin ve hem de yakın temas olarak milletin (partililerin) nabzını tutmak ve o nabza göre şerbet vermek gerekmektedir! Esas hünerlerin sergilendiği bu tür toplantılarda, yalnızca gökteki yıldızların vaat edilmediği kalır. Mangalda kül bırakmadan yağıp gürlerler! Ve; maalesef, particilik hastalığına tutulmuş akılsızları, heyecandan heyecana sürükleyerek kandırırlar; yaptıkları yönlendirmelerle de hem kendi yerlerini ve hem de başkanlarının yerlerini bir daha sağlamlaştırırlar. Ankara’ya döndüklerinde, konuştukları ve güldükleri tek mevzu; kongrede yaptıkları konuşmalardır. Milleti nasıl kandırdıklarını, bu iş için hangi dolapları çevirip, ne tür yalanlar söylediklerini abartarak birbirlerine anlatırlar. Zavallı medya da, ister istemez bunların konuşmalarına yer verir. Siyasetteki konumlarına ve söylediklerinin önemine göre; televizyonların haber bültenlerinde ve gazetelerin ilgili sayfalarında yer alırlar.Birde sonzamanlarda sosyal medyada da fare gibi dolaşırlar. Bunların foyalarını meydana çıkarmak ve görmek istiyorsanız; özellikle iktidarda oldukları zamanki kongrelerini ve oralarda söylediklerini takip edin; söyledikleri ile yaptıklarının taban tabana zıt olduğunu görüp kararınızı verin! Sahte siyasetçiler hakkındaki hükmünüzü, televizyonlardaki ve gazetelerdeki konuşmalarına bakarak; ‘ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz!’ sözü gereğince verebilirsiniz! Yeter ki, parti ve particilik taassubundan kurtulalım. Millete hizmet edecek siyasetçileri bulmak bizim görevimizdir.