Teknoloji ve tıp biliminin bu denli gelişmiş olduğu zaman diliminde bile bireylerin ruhsal hastalıklar ile ilgili birçok olumsuz düşünce, tutum ve davranışa sahip olduğu görülebilmektedir. Daha önceleri severek ve kendi isteğimizle yaptığımız aktiviteleri çeşitli çevresel, hormonal ve genetik bozukluklardan dolayı yapmak istemediğimiz, zevk almadığımız çökkünlük haline depresyon denir.
Depresyon temellerinde üzüntü, stres ve ruhsal beslenme yetersizliğinden kaynaklandığı da görülmektedir. Toplumsal ve çevresel faktörlerin önemli rol aldığı depresyon hastalığında yaş, cinsiyet, medeni durum, iş yaşamı, eğitim durumu gibi etmenler hayati önem taşıyan birer kavramdır.
Depresyonda olan bir insan durumda kişi kendini üzgün ve endişe içinde hisseder. Olumsuz düşünür ve etrafındaki her şeyi olumsuz ne negatif kabul eder ve şuan yaşadığı en ufak bir olumsuzlukta daha önce kendisinin hata yaptığını düşünerek kendisini sorumlu tutar. Geleceği düşündüğünde umutsuz ve karamsardır.
Depresyon belirtileri arasında;
Önceden zevkle yapılan işlerden ve aktivitelerden zevk almamak,
Gençlerde duygu değişiklikleri görülmesi, çabuk sinirlenmek,
Her gün sürekli kendini üzgün hissetmek, çökkünlük hali,
Çok uyuma, uyku arasında sık sık uyanma, uykusuzluk çekme ya da az uyuma,
Bir işe motive olamamak, dikkatin çabuk dağılması, huzursuzluk
Kendini işe yaramaz, değeri olmayan biri olarak görmek, ölmeyi düşünmek,
Vücudun işlevlerinin azalması, cinsel isteksizlik, yorgunluk hisleri,
Geçmişi ve geleceği düşündüğünde karamsar olmak, yaptıklarından kendini sorumlu tutmak,
intihar etmeyi düşünmek ve planlamak gibi durumlar yer almaktadır.
Depresyon ruhsal bir hastalık olduğu için sadece ruhsal belirtiler dışında fiziksel ve sistematik bazı belirtileri de söz konusudur. Kas ağrıları ve sorunları, cinsel yetersizlik ve arzu eksikliği, sindirim sistemi bozuklukları gibi.
Bazı dönemlerde yaşanan olumsuz olaylar, bireyin ruh sağlığı üzerinde ciddi bir faktör haline gelmiştir. Bu nedenle bazı kişilerde depresyona karşı bir yatkınlık vardır. Yapılan araştırmalarda depresyon hastası kişilerin akrabalarının da depresyon geçirdiği saptanmıştır. Yani genetik özellik depresyon oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır.
Eğer depresyonda olduğumuzu düşünüyor ve belirtiler bizi işaret ediyorsa öncelikle panik yapmamanız ve durumu olağandan daha büyük hale getirtmemeniz gerekiyor. Bu belirtiler olmasa dahi kendinizi mutsuz ve huzursuz hissettiğiniz her zaman diliminde Psikoloğa görünebilir yaşamınız daha kaliteli hale gelmesi için danışabilirsiniz. Toplumsal korkularınızı ve dışlanacağınız korkusunu bir kenara bırakıp tıpkı diğer hastalıklarda olduğu gibi doktora giderek tedavinizi en doğru şekilde yapmanız gerekiyor. Hastalıkların hepsinde olduğu gibi erken tanı ile sağlıklı bir hayata kavuşmak sizin elinizde. Sizi üzen, korkutan, strese sokan olay ve yerlerden uzak durun. Korku ve şiddet içeren her türlü görselden ve duyusal çalışmalardan uzaklaşın ve bol bol gülümseyin. Her hastalığa olduğu gibi gülümseyerek kendinizi tedavi edebilirsiniz.