Bugüne kadar verilen seçim vaatlerinin yüzde yüz gerçekleştiğine tanık olmadık. Zaten seçmende yüzde yüzüne değil, olduğu kadarına razıydı bu ülkede.
2015 seçim atmosferine bakıyoruz;
Seçmenin yaklaşımını analiz etmeye çalışıyoruz
Buna karşılık siyasi partilerin ısrarlı çabalarına ve vaatlerin olabilirliğine yönelik ikna gücünü nasıl kullandıklarına tanıklık ediyoruz.
Partiler, ekonomi ağırlıklı yaklaşımlarını, ülkeyi yönetme biçimlerinin nasıl olacağını ana başlıklar altında, başlıkların altlarını da doldurarak topluma yazılı olarak sunmaya başladı.
Demokratik söylemler şimdiye kadar hiç olmadığı kadar ön plana çıktı.
Yazılı hale getirilerek sunulan seçim bildirgeleri bu kez çok kapsamlı ve ‘seçmenle sözleşme’ niteliğinde.
Seçim bildirgelerindeki vaatlerin gerçekleşebilir olup olmadığı konusunda partilerin karşılıklı tartışmaları, kamuoyunun da bu tartışmaların içine girerek görüşlerini ortaya koyması son derece önemli.
Seçim sonrasında iş başına gelecek olan yönetimlerin bu anlamda işinin kolay olmadığını şimdiden görmek mümkün.
Yurttaş şimdilik vaatlerin gerçekleşebilir olup olmadığını tartışıyor
Düşüncelerini aktarıyor
inandığı tarafa doğru meylediyor
Herkesin elinde ‘kapı’ gibi yazılı seçim bildirgesi var.
Partilerin ‘kemik’ seçmeni, ortada duran seçmen profili seçim sonrasında bildirgelerdeki vaatlerin hesabını soracak bir yerde ve konumda duruyor.
Siyasi partilerde bunun farkında.
Özellikle CHP ve HDP’nin ekonomi ve demokrasi ağırlıklı, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren Avrupa standartlarındaki yönetme biçimlerine yönelik vaatlerinin toplumda heyecan yarattığını gözlemleyebiliyoruz.
iktidar ise, bu vaatlerin ‘boş’ vaatler olduğuna dair karşı söylemler geliştiriyor. Bir önceki seçimlerde muhalefet iktidarın vaatlerinin ‘Boş’ olduğu yönünde söylemler geliştirip kamuoyu oluşturmaya çalışıyordu. Şimdi iktidar muhalefetin vaatlerinin ‘Boş’ olduğunu kamuoyuna anlatmaya çalışıyor.
Bu durum rollerin değiştiğine belki de değişebileceğine işaret ediyor. Toplumun büyük bir kesimini ötekileştiren ‘parti devleti’ anlayışına yönelik yönetme biçimindeki boşluk 13 yıllık AK Parti iktidarı için dezavantaj olmaya başlayınca muhalefet bu durumu en iyi şekilde değerlendirmek için düğmeye bastı, kamuoyuna yazılı sözleşme sundu, kendini bağladı. Kamuoyu CHP ve HDP’nin seçim bildirgesindeki vaatleri sıcak karşıladı.
Sıcak karşılamayan bir kesim elbette var.
Onlar da, ‘Nasıl yapacaklar, kaynağı nereden bulacaklar?’
Sorusunu soruyor.
Kaynak ‘çok özel’ değilse sen nereden buldun diye soran da var tabi ki.
Seçmen vaatlerin hesabını soracak kıvamda, çünkü daha çok katılımcı durumda.