AK Parti kendisinde emanet duran Kürt seçmen oylarının HDP’ye kayışını engellemek için ‘Din üzerinden siyaseti’ abartılı bir düzeye çekti. HDP ise, AKP’den kayan oyları korumak ve kollamak adına benzer bir tarz geliştirdi. 

iki parti arasında genel çerçevede olmasa da, belli düzeyde ve Milletvekili adayları üzerinden yürütülen ‘Din yarışı’, seçime az bir zaman kala adeta tavan yaptı.

Kürtlerin ve HDP tabanının AK Parti’den daha Müslüman, daha muhafazakâr olduğu vurgusunu gittiği her seçim meydanında gündeminin birinci maddesi yapan Altan Tan ve HDP yönetiminin bu ısrarı, onları da bu konuda eleştirdiğimiz AK Partiyle eş değer konuma düşürüyor.

Toplumun bütün kesimlerinden, sol-sosyalist, demokrat, Ermeni, Süryani, Alevi, ötekileştirilmiş bütün kesimlerden oy isteyen HDP’nin, seçim propagandalarını islami boyuta odaklamış olmasının geniş seçmen kitlesinde, hatta HDP tabanında yarattığı rahatsızlığı net bir şekilde görmek mümkün.

AK Parti ile bu çizgide bir yarış içinde olunduğu imajının, kazandırdıkları kadar kaybettirdiklerini de seçim atmosferinin psikolojisi içinde görme, hissetme, abartıyı dengeleme şansını kullanamayan HDP’nin, ‘Daha çok dindar olma yarışından’ çok fazla kazançlı olacağı kanaatinde değilim.

Kürtlerin büyük bir çoğunluğunun HDP’yle buluşmasının ana temellerindeki harcın, islami değerlerden çok Kürt kimliğinin öne çıkarılması olduğu gerçeğini, sol-sosyalist kesimlerin yaklaşımının da bu nedenle olduğunu söylemek çok yanlış bir saptama olmaz.

Altan Tan’ın seçim meydanlarında ‘Kürtler Türklerden daha Müslüman’dır. Müslümanlığı Kürtler Türklere öğretti’ biçimindeki söylemleri ile isminin başında profesör unvanı bulunan Yasin Aktay’ın tamamen saçmalık içeren şarkılı-Türkülü din siyasetinin aynı kulvarda buluşuyor ve tartışılıyor olması, HDP adına ‘Şık’ bir noktada durmuyor.

7 Haziran seçimlerinin ana odak noktasına, ‘Ben senden daha dindarım’ söylemlerinin oturtulmuş olması, bunun AKP ve HDP arasında adeta bir maraton koşusuna dönüşmesi, sol-sosyalist söylemleri kısmen gölgeledi. 

Bu nedenle; kalan sürede HDP’nin Eş Genel Başkanının genel politik tarzının derli-toplu bir şekilde devreye girmesi gerekiyor.

‘Daha çok dindarız’ yarışı son 10 günlük sürede başat konu olmamalı.