Advert
Yapay Hayatın Eli Kulağında... (3)
Müslüm Üzülmez

Yapay Hayatın Eli Kulağında... (3)

Bu içerik 7307 kez okundu.
(Geçen haftadan devam)
 
insan genleri üzerinde yapılan çalışmalar
insanlar üzerinde yapılan çalışmalar da akıl almaz boyutta... Son derece ciddi ve saygın bilim adamları, George Orwell'in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ya da Aldous Huxley'in Yeni Cesur Dünya romanlarını anımsatırcasına, insanın tüylerini diken diken edebilecek olasılıklardan söz etmektedirler. Ve ürpertici olasılıkları peş peşe sıralamaktadırlar:
1. Besin sorununu hafifletmek için saman ve ot yemek üzere inek gibi işkembesi olan insanlar yetiştirelim mi?
2. işçiyi yaptığı işin gereklerine uyması için biyolojik bir şekilde değiştirelim mi?
3. Daha çabuk tepki gösterebilmeleri için pilotların ya da bizim için fazla tekdüze gelen işleri yapmaları için montaj hattında çalışan işçilerin sinirsel yapılarını değiştirelim mi?
4. "Aşağılık" insanları ortadan kaldırıp "üstün ırk" yetiştirmeye kalkalım mı? (Hitler bunu yapmaya kalktı, ama onun elinde bugünkü düzeyde laboratuarlar yoktu!!!)
5. Uğrumuzda savaşsın diye askerler üretelim mi?
6. "Yararsız" çocukları önceden elimine etmek ya da sipariş üzerine istenen özelliklerde bebek üretilmesi için genetik tahminlerinden yararlanalım mı?
7. "Sperm bankaları"nın yanında, kendimiz için yedek organ, yani yedek böbrek, karaciğer, kalp vs. saklanan "tasarruf bankaları" açalım mı diye sormaktadırlar.
Birçok insanı korkutuyor bu durum.
Kaygılar ve Vanter'in yapay hayat çalışmaları
Ana babalar, genetik yanlışlıkları düzelten ısmarlama üniteler aracılığıyla embriyonlarını ya da onların çocuklarını programlayabilecek. Kuramsal olarak, ana babalar çocuklarının boyunu, göz rengini önceden belirleyebilecek. Böyle bir olasılık, kimilerine Hitler'in Aryan genetik programını anımsatıyor.
Ama daha beter bir gelişme söz konusu. Genetikçi J. Craig Venter, önce insanoğlunun genetik şifresini çözdü. Şimdi de laboratuvarında çok yakın bir zamanda dünyanın ilk kendi başına yaşayan yapay canlısını yaratacağına inanıyor. Çok görülecek bir şey değil bu, sadece birkaç yüz gen taşıyan minicik bir bakteri. Gerçekleştirilebilirse, bu "insanoğlunun tarihinde, hayatı algılayışımızı değiştirecek çok önemli bir dönüm noktası olacak" diyor. Ayrıca canlı yaratmanın milyarlarca veya trilyonlarca dolar değerinde olduğunu düşünüyor.
Bu gelişmeler ülkemizde yeterince önemsenmemekte; magazin, futbol ve TV dizileri daha fazla itibar görmektedir. Ama arada sırada da olsa basında konuya ilişkin haberler çıkmaktadır. Örneğin 7 Ekim 2007 tarihli hemen hemen tüm gazetelerde yer alan "ilk yapay kromozom elde edildi" başlıklı haber gibi. Basında yer alan Londra kaynaklı bu haberde şunlar yazılmakta:
"ABD'li ünlü DNA araştırmacısı Craig Venter, laboratuvarda kromozom üretti. Dünya üstündeki ilk yeni yapay yaşam formunu birkaç hafta içinde resmen açıklayacak olan Venter, bu keşfiyle 'tasarım genomu' gelişiminde dev bir adım atıyor. Venter, yeni türler yaratmanın etik açıdan doğru olup olmayacağı gibi ateşli tartışmalar başlatacağı kesin olan yapay kromozomun, küresel ısınmayla mücadelede yeni enerji kaynakları ve teknikleri geliştirmesini umuyor.
Yapay kromozomun türlerin tarihinde çok önemli bir felsefi adım olduğunu söyleyen Venter, 'Artık genetik kodumuzu yazabileceğiz. Bu da bize daha önce düşünmediğimiz şeyleri yapma imkânı sağlayacak' diyor.
Venter, bir araya getirdiği, Nobel ödüllü bilim insanı Hamilton Smith'in yönettiği 20 önemli uzmanın oluşturduğu ekip, yapay kromozomu yaratarak, daha önce yapılmamış bir biyo-mühendislik harikası yaratmayı başardı. Laboratuvar yapımı kimyasalları kullanan uzmanlar 381 gen uzunluğunda ve 580 bin genetik kod çiftini içeren kromozomu elde etti.
Ekip 'Mycoplasma genitalium' adlı bakterinin genetik yapısından, yaşamı destekleyecek kadarını alıp kromozomu yapay olarak yeniden oluşturdu. Yapay kromozom, daha sonra canlı bir bakteri hücresine yerleştirildi. işlemin son aşamasında kromozomun, hücrenin kontrolünü eline alıp yeni bir yaşam formu oluşturması konusunda onu etkilemesi bekleniyor." (Radikal -7.10.2007)
Sentetik biyoloji alanında Venter'in pek çok rakibi var. Amyris Biotechnologies sıtma önleyici ilaçlar yapmak ve yeni çıkan biyoyakıtlar üretmek üzere mayaya veya bakteriye gen grupları zerk ediyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nün yan kuruluşu olan Codon Devices gibi düzinelerce kuruluş, sentetik DNA zincirleri ve başka ürünler satmak üzere piyasada boy gösteriyor. Madison, Wisconsin'de bulunan EraGen Biosciences adlı şirket doğada bulunmayan temel yapı taşlarını kullanarak DNA üretiyor ve böylece Yeni Hayat Türlerine kapıyı ardına kadar açıyor. Pek çok bilim insanı da sıfırdan kendi başına yaşayan canlılar yaratmaya uğraşıyor. Şu ana kadar Poli Virüsü ve 1918 Grip Virüsü gibi basit mikropları sentetikleştirdiler.
Stanford Üniversitesi Biyolojik Tıp Etiği Merkezi'nin Müdürü David C. Magnus'un bazı endişeleri var, teröristlerin DNA parçalarını alıp bunları feci bir patojen yaratmak üzere birleştirmelerine nasıl engel olunabileceğini düşünüyor. Kendisi ve başkaları DNA kuruluşlarıyla birlikte, tehlikeli canlıların birilerince maksatlı ya da istemsiz şekilde çevreye bırakılması riskini asgari düzeye indirecek önlemler üzerinde çalışıyorlar. Düşüncelerinden biri, yazılım kullanarak silah olarak kullanılabilecek DNA zincirlerinin takip edilmesi. Bir diğeri, laboratuvarlarda üretilen patojenlerin kontrol altında tutulduğunu denetleyecek "biyogüvenlik" yetkililerinin sürekli araştırma yapması. Magnus, "Bilimin her türlü kötü kullanımına karşı hep bir adım önde olacağına ilişkin bir kumar oynamaktayız" diyor.
Bazı bilim insanları ve aktivistler sentetik biyoloji teröristlere karşı korunsa bile, bunların ticari kazanç için kilit altında tutulabileceğinden endişe ediyorlar.
Haziran 2007'de, Kanada merkezli bir gözlem ve denetim örgütü ETC Group, Venter'in patent başvurusu aleyhine kampanya başlattı. ETC'den Jim Thomas Vanter'in sentetik canlısının kolon koyun Dolly'den çok daha önemli olacağını tahmin ediyor. Vanter'in şirketini sentetik biyolojinin "Mikropsoft"u olmayı amaçlamakla suçluyor.
Vanter ise, patentin "kritik bir sözcük" olduğunu, insanların "sentetik canlılardan" korktuğunu belirtmektedir. Ekibinin yakında bu konuda bir rapor yayınlaması beklenmektedir.
Kuşkular dinmiş değil, Pennsylvania Üniversitesi Biyoetik Merkezi'nin Müdürü Arthur L. Caplan, yeni hayat yaratmanın "Tanrı'yı oynamak" anlamına gelmeyebileceğini, ancak "kendimizi nasıl gördüğümüze ilişkin devrimci etkiler yaratacağını"; ve "hayatı sentetikleştirebiliyorsak, yaşayan canlı kavramının seçkinliği azalacaktır" diye buyurmaktadır.
Sonuç: Çalışmalar tam hız gidiyor, kaygılar devam ediyor.
***
Yukarda anlattıklarım, genetik alanında yapılan çalışmaların kamuoyuna yansıyan çok küçük bir kısmının özeti. Bu özet bile nasıl bir niteliksel bir sıçramayla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Peki, gelişmeler veya gidişat kıyametin mi, yeniden varoluşun mu alâmeti?
Bence her yeni bir buluş, zihnimizi ve irademizi özgürleştirmede atılmış ileri bir adımdır. Bu nedenle, gelişmeler veya gidişat ne kıyametin ve ne de yeniden varoluşun alâmetidir: içerisinde olumsuzluklar taşısa dahi insanlığın sınırsız ve sınıfsız topluma "uzun yürüyüşü"dür.
Yararlanılan Kaynaklar:
1. John Naisbitt&Patricia Aburdene, Megatrends 2000 Büyük Yönelimler, (Çev: Erdal Güven), Forum Yayınları, ist. 1990, s. 219–244.
2. Alvin Toffler, Üçüncü Dalga, (Çev: Ali Seden), Altın Kitaplar, 3. Baskı, istanbul 1996, s. 207–210.
3. John Carey, "Yapay Hayata Ramak Kaldı", BusinessWeek (Türkiye) dergisi, infomag Yayın. Ltd. Şti., Sayı: 2007/24, 17-23 Haziran 2007, s. 27
4. "insan klonlamaya gerek kalmadı" başlıklı haber. Radikal (19.11.2007).
5. "Kök hücreden Nobel Tıp Ödülü çıkardılar" başlıklı haber. Zaman (9.10.2007).
6. "ilk yapay kromozom elde edildi" başlıklı haber. Radikal (7.10.2007).
 
e-posta: muslum.uzulmez@gmail.com 
web: http://www.uzulmez.info/muslum
DİĞER YAZILAR
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRX
Diyarbakır'da facia: Kardeşlerini vurdu, anne- baba ağır yaralı
Diyarbakır'da facia: Kardeşlerini vurdu, anne- baba ağır yaralı
Hangi belediyelere kayyum atandı?
Hangi belediyelere kayyum atandı?