Toplumsal sorunların çözümünde toplumsal tercihler esas alındığında sorunların çözümündeki yaklaşımlarda giderek samimileşir, çözümler de kolaylaşır. Bu anlamda iki şeye net karar vermek gerekiyor ki, ikisi de tercihe kalmış bir durumdur.
Çok net ve anlaşılır iki şey;
‘Özgürlükçü demokrasi’ mi?
Demokrasi oyunu mu?
iktidar demokrasi oyunu oynuyor, hep birlikte oyunun bir parçası olmamızı sağlamaya çalışıyor.
Bu oyunun ana teması toplumsal bir tercihe hitap etmiyor.
35. kurultay parti içinde ve dışında çok eleştirilmesine rağmen, kurultay sonuç bildirgesi bu çerçevede ciddi bir şekilde henüz tartışılmış değil. Sadece parti meclisine seçilenler üzerinden yürütülen algı tartışmaları, bizi kurultay sonuç bildirgesinin 21 maddelik içeriğinden uzak bir yerde tutuyor.
O nedenle; kurultay sonuç bildirgesini tartışmakta yarar olacağı inancındayım.
Kişiler mi?
ilkeler mi?
Elbette ki ilkeler ve onun arkasındaki dik duruş.
Bir kaç soru ışığında bunu konuşabiliriz.
21 maddenin tamamını burada tartışma imkânımız elbette yok.
Ancak, dikkatimi çeken ve acil tartışmamız gereken birkaç maddeyi gelin konuşalım.
‘ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASi’ başlığı altında tartışmamız gereken, parlamenter sistem içinde çözümü daha ehven görünen Kürt meselesini çatışmalı zeminden kurtarması mümkün olana bakalım.
Kurultay sonuç bildirgesinden;
-Siyasi Partiler Yasası ve seçim yasaları, milli iradenin kusursuz temsilini sağlamak üzere değiştirilmeli, lider sultasına son verilerek milletin vekilini milletin seçeceği, halkın iradesinin Meclis’te baraja takılmadan temsil edilebileceği demokratik siyaset rejimi getirilmelidir.
-Merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk paylaşımı, halkın ihtiyaçlarını gözeterek, en üst düzeyde katılım sağlanabilecek şekilde belirlenmelidir. Yerel yönetimler güçlendirilmeli, bu doğrultuda ilk adım olarak Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalıdır.
-Kürt sorunu salt güvenlikçi politikalarla çözülemez. Toplumsal barış, yalancı çözüm süreçleri ile inşa edilemez. Etnik köken ve inanç temelinde siyaset kıskacına alınmış olan sorun, barışın toplumsallaştırılmasını hedefleyen Üçüncü Yol Perspektifi ile aşılmalıdır. Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, milletin temsil edildiği TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir.
3 maddenin özeti;
-Siyasi partiler yasasında değişiklik ve seçim barajının kaldırılması
-AB yerel yönetimler özerklik şartı üzerindeki şerhlerin kaldırılması
-TBMM zemini ve toplumsal uzlaşma
Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminin ve tabanının diğer maddelerle birlikte, en fazla odaklanması gereken bu 3 madde son derece değerli ve sorunların çözümünde önemli sacayakları olarak öne çıkıyor. Parti meclisine seçilenlerden çok buraya odaklanmak siyaseten yol yürüyüşünü daha da hızlandıracağı gibi, çözüme odaklı bir sinerji yaratır. Elbette ki buralardan geri adım atmamak ve ısrarcı olmak kaydı esas olmalıdır.
Bunların ışığında soruyorum ve sonlandırıyorum.
Özgürlükçü demokrasi mi?
Demokrasi oyunu mu?