idarecilik çok zor bir sanattır, çok geniş bir yelpazedir aile reisinden tutun imparatora kadar… başka bir ifade ile aile reiside bir idarecidir imparatorda bir idarecidir. Nasılki ailesini iyi yönetemeyen bir aile reisinin ailesi dağılıyorsa imparatorluğunu iyi yönetemeyen bir imparatorunda imparatorluğu dağılmaya mahkumdur.
idareciler adil, bilgili, sözünün eri ve çalışkan olmalılar aksi takdirde idareciklerini kaybederler. idareciler gerektiğinde affedici gerektiğinde cezalandırıcı gerektiğinde yufka yürekli gerektiğinde de gaddar olmasını bilmelidirler. Mahiyetlerinde çalışanların başarılarını ödüllendirmeli ve özendirmelidirler çalışanlarıda üç grupta değerlendirmek gerekir; birinci grup karınca grubudur bunlar hep çalışır hiç konuşmazlar ikinci grup arı grubudur bunlar hem çalışır hem konuşurlar üçüncü grup cırcır böceği grubudur bunlarda hep konuşur hiç çalışmazlar. Bu yüzden bu grupları birbirinden ayırt etmeyen idarecinin başarılı olması imkansızdır. başarı elde etmenin yegane yolu çalıştırmasını bilmekten geçer. iyi bir idareci bulunduğu ortamlarda kendini takdir eden değil idare edilenler tarafından takdir edilendir. Bu yüzdendirki iyi yöneticiler (halifele, imparator,padişah,başbakan,vali,kaymakam,belediye başkanından tutun bir futbol takımının teknik direktöründen muhtara kadar) tarihte isimlerini altın harflerle yazmıştır bakınız şeyh edebali nasihatının başınde ne demiş...
Şeyh Edebali'den Osman Gazi'ye Nasihatı Ey Oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana…
işte idareci bu nasihatı kendine yapılmış kabul etmeli…